Büyük bir metropol: New York. Marjinal insanlar, bohem bir çevre, eşcinseller, güzel kadınlar, yakışıklı erkekler, zenginlik, moda dünyası, geçici ilişkiler... Başarılı bir ressam olan Jack Sutherland ile biseksüel karısı Natalia, açık uçlu, serbest bir evlilik sürdürürler. New York’un bohem topluluğunun içinde, sanat çevrelerinde, uyuşturucunun özgürce kullanıldığı bir ortamda geçer evlilikler; göz boyayıcı, pırıltılı bir dünyada. Bir kafede tanıştıkları Elsie, bu zengin ve başarılı çiftin koruması altında moda dünyasında bir yıldız gbib parlayınca onların hayatının akışını nasıl değiştirecektir? Saplantılı, ahlak düşkünü Ralph’ın devreye girmesiyle her şey nasıl çığırından çıkacaktır? Patricia Highsmith, ününü gerilim romanları alanında yapmış olsa da Sokakta Bulundu, klasik biçimde sürprizli bir sona varan, bildik psikolojik-gerilim türünün oldukça dışına çıkıyor. Patricia Highsmith, sıradan insanların gündelik dünyasındaki öldürme itkisini işlediği halde ne anlaşılır kılmaya çalışıyor onu, ne de doğrulamaya. “Bu yalnızca bir dürtü ve insanların içinde var’ demekle yetiniyor. Patricia Highsmith’i sıradan polisiye yazarının ötesine, çağdaş bir Dostoyevski, ya da Faulkner düzeyine götüren de bu özelliği.