Özellikle Uzakdoğu kültürüne ilgi duyanların kaçırmaması gereken bir kitap Şibumi.
Nicholai Hell karakteri bende farklı duygular uyandırdı okurken, bir Rus Kontesiyle Prusyalı bir askerin oğlu olan Hell Uzakdoğu kültürüyle yetişiyor, ilginç bir bileşim yani. Hiçbir şekilde kusursuz bir kahraman değil, kitabın bir bölümünde duygusallığıyla sizi ağlatırken diğer bir bölümde irkiltiyor.
Şibumi felsefesi, Go oyunu, mağaracılık, gizli örgütler, terör eylemleri, dünya politikası, Basklar...Öyle sürüklüyor ki bunların bileşimi sizi kitabın bitmesine şaşırıyorsunuz.

Şibumi neredeyse markalaşmış bir roman.

Son derece abartılı bir ana karakter etrafında dönüyor bu kitap. Ancak karakter ne kadar abartılsa da itici olmamayı başarmış. Enteresan bir hikaye, ayrıca değişik ayrıntılarla bezeli.
Sizi ülkeler arasında sürükleyen ve değişik kültürlerin atmosferlerini yaşatan kitapları seviyorsanız, kaçırmamanız gereken bir kitap Şibumi.

Beğenenler çoğunlukta, ama beğenmeyenleri de duydum. Yine de artık bir klasik sayılır. Ününü hakettiğine inanıyorum. Bence okuyun.

Trevanian'la tanışma kitabım oldu Şibumi. Büyük methiyeler duydugum için büyük beklentilerim de vardı doğrusu. Trevanian'ın roman tekniği şapka çıkartılacak derecede güzel fakat arka kapakta vadedilen macerayı bulana kadar kitap bitiyor. Felsefe ve sanat eşliğinde insanın iç dünyasına ve insan ilişkilerine inen bir kitap. Kitap ilginç ve sarsıcı ama dostumuz Hel ise anlatılamaz; edebiyatın köşe taşı karakterlerinden biri oldu bile gönlümde...

ŞİBUMİ
Trevanian

Gerçek bir entelektüel,öldürme uzmanı,Japon kültürünü özümsemiş sıradışı bir profesyonel katil kahramanımız.Japonların geleneksel strateji oyunu,Go üzerinde uzmanlaşmış,en basit nesneleri bile öldürücü bir silah olarak kullanabilen,iç disipline sahip bir katil,Nicholai Hel.
Hel,Bask bölgesinin Fransa'da kalan bölümünde,satın alıp restore ettirdiği bir şatoda sürdürmektedir,emeklilik yaşamını.Halen mükemmelliğe ulaştırmaya çalıştığı Japon bahçesi,mağaracılık ve geyşası ile dingin bir yaşam sürmektedir.
Bu yaşam,Münih olimpiyatlarında İsrail kafilesine yönelik terör eylemini gerçekleştirmiş olan Filistin gurubunu ortadan kaldırmak amacıyla harekete geçen küçük bir gurup İsrailli radikalin Roma havaalanında öldürülmesiyle,dinginliğini yitirecektir.Roma havaalanından sağ çıkan İsrailli genç bir kız,Hel’in şatosunda alacaktır soluğu.
Gerek CIA'ı ve gerekse dünyanın pek çok ülkesinde istihbarat örgütlerini denetimine almış olan Ana Şirket,sanayileşmiş Batılı ülkeler ile Petrol zengini Arap ülkeleri arasındaki uyuşmazlıkların ortaya çıkmasını önlemek ve/veya uzlaşma sağlamak amacı ile kurulmuş uluslar arası,yarı resmi bir örgüttür ve Roma havaalanında gerçekleşen olayın ardında da bu örgüt vardır.
Şatoya sığınan Hanna,Hel’in borçluluk duyduğu eski bir dostunun yakınıdır ve Hel,emeklilik günlerine veda edip kendisi ve dünya ile yüzleşirken;servetini,dostlarını ve yaşamını kaybetmeyi de göze alacaktır.

Trevanian'ı daha önce İNFAZCI'da okumuştum ve "doğrusunu söylemek gerekirse-hayak kırıklığı idi hissettiğim.ŞİBUMİ daha iyi işlenmiş bir kitap.Her ne kadar,roman kahramanını tanımamıza yarayacak giriş ya da hazırlık bölümleri çok uzun tutulmuş,kahramanımızın profesyonel yaşamına ilişkin sahneler çok kısa ise de,kötü bir kitap değil okuduğum

Trevenian okumaya başlamanın en uygun kitabı olarak düşünmüştüm şibumiyi.Ama malesef sürekli okuyanların ve sevenlerin dedikleri kadar kaptıramadım kendimi romana.Dahil olduğu tür açısından başarılı fakat şahsen yeni ve ekstra bişiy bulamadım.Yazarın kendisi ilginç olduğu için değişik şeyler ortaya atar beklentisiyle başka kitaplarını okumayı düşünüyorum umarım daha iyi deneyimler olur.