Büyük merakla başladığım bir kitaptı. Çünkü birçok yazıda Sarı Odanın Esrarı'nın adını geçtiğini görmüştüm. Olay, bitmemesi gerektiği şekilde bitiyor. Benim için düş kırıklığıydı.

Kapalı oda tarzını yaygınlaştıran,türün ilk büyük örneği.. Tarzın en önemli yazarı Carter Dickson'un da favorisi

cingöz recai'yi andıran baş karakteri routabille ile, eski zaman polisiyesi tabir edilebilecek şirin bir roman.. anlatım çok güzel, akıcı bir üslup ve gerçekten de esrarlı bir hikaye.. nasıl oluyor da oluyor dedirten, hareketli bereketli bir hadise... açıklaması da hayal kırıklığı yaratmıyor..
ben pek beğendim.

Bir kaç kez okumaya başlayıp bırakmıştım nedense, sonunda bitirebildim.
Forumda da tartışmıştık bu konuyu, yüzyılın en iyi polisiyesi iddiası abartılı bu kitap için. Devam kitabı da sanırım Siyahlı Kadın, bulabilirsem okuyacağım onu da.
Esrarın çözülmesi ilginçti gerçekten, kurgusu da güzeldi, okunması gereken kitaplardan ama çok abartılmamalı.

Fenoman olarak adlandırılan bir kitap ama bana niyeyse yıllarca arayıp okuduktan sonra öyle görünmemişti.

Ortaya attığı gizem,kapalı oda olgusu tabiki türün mihenk taşlarından ama yüzyılın polisiyesi,en iyisi vs. gibi kavramlar bana abartı gibi gözüküyor.Tamam ortada tuhaf ve açıklanması çok zor bir durum var,bunu en başında anlıyosunuz o yüzden kitap boyunca işin garipliğine dair aynı tarz vurgulamalar bir yerden sonra çekilmesi güç tekrarlamalara dönüşüyor.Uzun zaman arayıp ta bulamayanlara inatmış gibi de yeni baskısı bol bol yer alıyor şu aralar kitapçılarda.

Uzun süredir aradığım kitaplar listesindeydi yeni baskısı sayesinde alabildim. Kitabın sonlarına doğru 10 gün kadar okumayı bıraktım hem kitabı yarım bırakmayı sevmediğimden hem de kitaba başlarken ki kadar olmasada merak ettiğimden bitirdim. Yüzyılın en iyi polisiyesi demek bu kitap için baya abartılı. Yinede kurgusu iyi çok fazla bir şey beklemeden okunmalı.

Klasik kapalı oda polisiyelerinin "cozy" bir hissiyat verdiğini eminim ki pek çok polisiyesever kabul edecektir. Pek çok modern romandan sonra elimizde bir Agatha Christie alınca evimize dönmüş gibi hissetmez miyiz? İşte Gaston Leroux bana bu hissi fazlasıyla veriyor.
Sarı Oda gerçekten de bir "kapalı oda". Dekor da klasik: Bir asilzade konağı. Suçlu içimizden biri. Gururlu gençler arasında paylaşılamayan bir sır. Gerçi çözüm umulduğu kadar etkileyici değilse de; sonunda ufak bir sürpriz var.
Yüzyılın en iyisi mi gerçekten? Bakın bu gerçekten iddialı işte.. :)
Yine de zevkle okunuyor.

Gaston Leroux ' nun Sarı Odanın gizemi adlı Romanı Dedektif romanlarının öncüsü olan iki büyük yazar Edgar Allan Poe ve Sir Arthur Conan Doyle tarafından takdirle karşılanmış bir romandır. Her zaman beğenerek okurum. Agatha Christie Hayatım adlı Otobiyografi eserinde ; Sarı Odanın gizemi adlı Romanı okuduktan sonra Polisiye Roman yazmaya karar verdiğini yazmıştır.