Cinai::Topluluk

Unsplashed background img 1


Yorumlar

comment
January 25, 2019 13:57
Ekin Açıkgöz, Dublörün Dilemması adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentHikaye bahane, Menteş okumak şahane.

    Murat Menteş'in ilk romanı. İlk okudum, Murat Menteş'in anlatım tarzına bayıldım. Sonra her kitabını çıktıkça okur oldum.
    'Sözcüklerle yaptığınız oyunlar...' gibisinden bir şey sorulduğunda Menteş 'Nimetle oyun olmaz.' demişti. O yüzden Menteş'in tarzını 'söz oyunları' olarak nitelememek lazım. Fakat başka da nasıl anlatabilirim bilemiyorum. Çok farklı bir kalem, benzeri yok. Mutlaka okumak lazım.

    Dublörün Dilemması'nda aynı anda iki farklı yerde bulunması gereken kişiler için yüz değiştirme maskesi kullanarak dublörlük yapan Nuh Tufan'ın macerası anlatılıyor. Müşterisi Ferruh'un gizli ajandası, peşindeki adamları atlatmak.

    (Yıllar sonra edit: Velhasıl hikaye okurken çok eğlenceliydi. Belki bir tık dağınık gelmişti bana o zaman da. Ama sonradan (dilin damağımda harika bir lezzet bıraktığını çok iyi hatırlamama rağmen) kurguda ne olup bittiğini hatırlayamadım bir türlü. Dili, anlatım tarzı hikayenin kesinlikle önüne geçiyor. Orası net.)

    İlaveten: Kapaktakiler de Alper Canıgüz ve Onur Ünlü. Hepsi birbirinin arkadaşıydılar. Birlikte Afili Filintalar internet sitesini kurmuşlardı. 'Afili Filintalar' ismi de bu kitaptan geliyor.

comment
January 23, 2019 14:17
Ekin Açıkgöz, Trendeki Kız adlı kitaba yorum yazdı.
  • comment

    The Gone Girl ve benzerleri gibi. Yeni bir akım bu. Banliyöde yaşayan orta yaşına yaklaşmış şehirlilerin evliliklerine, ilişkilerine ve mahalledeki yaşamlarına dair gerilimler.

    İşte İngiltere banliyösünden bir versiyon, Trendeki Kız. Alkolizmin pençesindeki, kendisini sevmeyen ve hayatının geldiği noktadan memnun olmayan kızcağızımız her gün banliyödeki evine trenle gidiyor. Gelip geçerken de eski yaşadığı evi ve komşularını dikizliyor.

    Bir kaybolma üzerine olaylar gerilimli bir hal alıyor. Karakterimizin önemli şeyleri unutması da gerilimi tırmandırıyor.

    Bütünlüklü bir hikaye. Temsil ettiği akımın iyi bir örneği. Benim en sevdiğim janr değil; ama daha epey gideri var bu akımın sanırım.

comment
January 23, 2019 13:53
Ekin Açıkgöz, Şampiyonların Kahvaltısı adlı kitaba yorum yazdı.
  • comment

    Kurt Vonnegut'tan Amerikan kültür ve yaşamı üzerine bir roman. Otobiyografik öğeler de var.

    Vonnegut'un kahramanı Kilgore Trout'un, delirmenin eşiğindeki bir araba satıcısı olan Dwayne Hoover'la karşılaşma öyküsü. Pek çok başka karakterin daha minik öyküleri... pek çok iç içe geçmiş örüntü...

    Yazar, kitabı yazdığını ve karakterin babası olduğunu hatırlatıyor bize.
    Vonnegut okumak her zaman benzersiz bir deneyim. Ama 'Kedi Beşiği'nin bende yarattığı hisleri yaratmadı.

    Not: Ben bu kitabı April Yayıncılık'ın baskısından okudum. Bir Algan Sezgintüredi çevirisi idi. Çeviri de bir o kadar keyifliydi. Bulabiliyorsanız bu versiyonu tercih edin.

comment
January 23, 2019 13:47
Ekin Açıkgöz, Kedi Beşiği adlı kitaba yorum yazdı.
  • comment

    One of Lifetime favorites!

    Okuduğum en harika kitaplardan biri. Neden ve nasıl harika olduğunu anlatmak zor.
    - Buz dokuz mükemmel bir scifi fikri.
    - Calipso'lu inanç sistemi mükemmel.
    - Karakterler çok iyi, kan bağı olanların ilişkilerindeki tuhaflıklar harika.
    - Kurt Vonnegut'un kalemi, esprileri olağandışı.
    Hepsinin birleşiminden tarifi zor, şahane bir şey olmuş. Bu kadar eğlenceli bir kıyamet hikayesi daha yazılmamıştır.

comment
January 23, 2019 13:41
Ekin Açıkgöz, Yıldız Cinayetleri adlı kitaba yorum yazdı.
  • comment

    Metin Çakır nevi şahsına münhasır çok eğlenceli bir dedektif. Tunaboylu'nun bu karakteri devam ettirmesi gerekiyormuş gerçekten de. Esprili bir dil, hızlı bir akış. Keyifle okunan bir polisiye.
    İstanbul'un türlü mahallelerinde her türden insanın dahil olduğu heyecanlı bir macera.

comment
January 23, 2019 13:37
Ekin Açıkgöz, Değmez adlı kitaba yorum yazdı.
  • comment

    Yerli polisiyede İsmail Güzelsoy'un benim için yeri çok ayrı.

    Yine masal gibi bir roman. Doğu Anadolu'nun karı-buzuyla başlıyoruz. Harika gotik bir atmosfer, Poe'ya övgü niteliğinde. Kargalar da öyle...

    Faruk Ferzan ve onu kurtaran Doslar. İki tarafın da geçmişlerini öğreniyoruz. 'Doslar'ın travmatik ve acı başlayan ama kardeşlik ve dayanışmayla devam eden öyküleri... Faruk Ferzan'ın fennî sihirler ile başlayan, İstanbul'daki hayatı ve aşkı bulmasıyla devam eden öyküsü...

    Karanlık ve karamsar olması gerekir diye düşündüğünüz atmosferlerde alabildiğine umut dolu ve iyimser duygularla bitirdiğim bir roman. İsmail Güzelsoy işte böyle duygular yaşatıyor.

    Bu kitapla ilgili tek bir eleştirim var. 'Değmez' diye noktalanan çeşitli düşünce, görüş ve diyaloglar var. Olması da doğal, kitabın mesajı bu. Ama bu 'değmez'ler fazla geldi bana. Metnin içinde 'değmez' geçirmek için gereğinden bir tık fazla çabalanmış gibi hissettim. Bir veya en fazla iki yerde olsa daha çarpıcı olacaktı. (Bunun en iyi örneği için bkz. Hakan Günday / Daha)

comment
January 23, 2019 12:12
Ekin Açıkgöz, Kan ve Gül adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentOtobiyografik bir zamanda yolculuk polisiyesi

    Gerçekten de bir dejavu.

    Eski bir arkadaşıyla öğrencilik günlerine dair sohbet ederken, geçmişte yaşanmış bir cinayeti yeni öğrenir karakterimiz. Sonra da doğaüstü bir şekilde o günlere döner. Zamanda yolculuk temasına takılmayın, başka doğaüstü bir durum yok. Geri kalanı kahramanın olayı, nedenini ve faili çözmeye / önlemeye çalışmasıyla gayet polisiye olarak devam ediyor.

    Alper Kamu'yu okumayacağınız bir Alper Canıgüz.

    Kendi öğrenciliğine göndermeler olmasından hareketle bir miktar otobiyografik öğeler barındıran bir roman olduğu kanaatindeyim.

    Keyifle okudum.

comment
January 23, 2019 12:01
Ekin Açıkgöz, Gizemli Melodi adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentJohn Le Carre için vasat

    John Le Carre'nin her romanında dünyanın başka bir yerindeki conflict'i alıyor, zamanın politik dinamikleri için hikayeleştiriyor. O bu işin büyük üstadı. O kadar ve o kadar iyi ki; kitap diğerlerinden azıcık daha az iyi olursa, Le Carre'ye yakıştıramıyoruz. Okuyucu beklentisi çok yüksek. Çıtayı kendisi yükseltti.
    Salvo ne beyaz ne de siyah bir karakter. Kapaktaki zebra onu sembolize ediyor. Salvo ne İngiliz ne de Afrikalı. Le Carre'nin pek çok karakteri gibi o da arada kalmış, özünde iyi olmaya çalışan bir karakter.

    Bu sefer Doğu Kongo'ydayız. Kongo'nun politikasındaki ipleri çekmeye çalışan Anglo-saksonlar, Afrika ülkelerindeki darbeler... Konu çok iyi. Ama her nedense öykü diğer Le Carre öyküleri gibi içine çekmedi, sarmadı beni. Her Le Carre kitabını bitirdikten sonra 'vay anasını arkadaş!!!' derken, bu kitapta diyemedim. :( Hatta sonundaki ince espriye de vakıf olamadım dersem yeridir.

comment
January 23, 2019 11:29
  • comment

    Üçlemenin sonuncu kitabında tüm tarihçeler öğreniliyor, hikaye yerli yerine oturuyor.

    Sonda yine ağırdan alınmış bir kaç yüz sayfa var. Ana karakterlerin 'şimdi biz neyiz' sorunsalıyla uğraşıyoruz. Ama bu başta 200 safya sonda 100 sayfa tampon, Larsson tarzı demek ki; artık onu anladık.
    Bu yüz sayfadan önce, konu açıklığa kavuşmadan hemen önce, aksiyonun tırmandığı ada sahneleri çok akılda kalıcı.
    Üçleme için güzel bir bitiriş olmuş.

    Adamcağız vefat ettikten sonra biri el attı da dördüncüyü yazdılar, yayınladılar. Ben okumadım onu. Bence tadında bırakmak lazım.

comment
January 22, 2019 14:02
Ekin Açıkgöz, Kurt Sığınağı adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentEğlencelik

    Osman Aysu, Türkiye'de yerli polisiye yazının yaygınlaşmasında büyük emekleri olan bir yazar.
    Fakat tarzı bana hitap etmiyor her zaman.
    Bu kurguyla ilgili kafama yatmayan çok şeyler var. Bir insan nasıl hiç tanımadığı hem de başka milletten bir insanın yerine geçebilir?
    Küçük kız merakı olan antik eser koleksiyoncusu kötü adam gibi klişelere kafanızı toslayacaksınız. Vaktiniz bolsa, kolay akan eğlencelik bir şeyler okumak istiyorsanız, budur.

comment
January 22, 2019 13:57
Ekin Açıkgöz, Bıçak Sırtı adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentHep aynı şeyi okuyormuş gibiyim

    Osman Aysu'nun Türkiye'de poliye yazının bilinirliğinin artırılmasında oynadığı rol büyük.
    Ve fakat yazdıkları fazlasıyla birbirinin aynı.
    Osman Aysu akıcı yazan bir yazar. Fakat, kitapları bir seri üretim fabrikasından çıkma gibi. Özellikle Bıçak Sırtı'nda pek çok klişe var. Gazeteci kız, sapık katil, ezberlediğimiz bıçaklama sahneleri, son sahnenin geçtiği konak, vs. Çevirdiğiniz her sayfayı ezbere biliyormuş gibi oluyorsunuz. Veya TV'de bir Amerikan aksiyonu seyrediyormuş gibi...

comment
January 22, 2019 13:01
Ekin Açıkgöz, Deliliğin Dağlarında adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentHarika bir atmosfer ama nedense zorlandım

    Bir kitabın mekan, zaman ve hissettirdikleri bakımından okuycuyucu çepeçevre sarması ender oluyor. Bu kitapta bu duyguyu çok net yaşadım.
    Akılda kalıcı ve şaşkınlık uyandırıcı bir korku hikayesi. Tuhaf şehire dair tüm betimlemeler, kar-buz ve korku, yaratıkların betimlenmesi unutulmaz!
    Tek kelimeyle bir klasik. Özellikle korku takipçilerinin başucu kitabı olarak bulundurması şart.
    Amma ve lakin ben bu kitabı okurken çok zorlandım. Kısacık da bir kitap ama sanki ansiklopedi okuyormuşum gibi elimde uzadı da uzadı... Neden olduğunu teşhis edemiyorum. Kitabın kendisinden kaynaklı hiçbir şey söyleyemiyorum. Belki çeviriden, belki de benim o zamanki ruh halimden...

comment
January 22, 2019 12:38
  • commentRomanları Okumuş Olmak Lazım

    İki roman iki farklı çizer tarafından yeniden üretilmiş. Her ikisinin de üslubu çok keyifli. Zevkle okudum. Zenci bibloları favorim.

    Lakin, On Küçük Zenci benim belki on beş kere okuduğum, neredeyse ezbere bildiğim bir romandır. Dolayısıyla onu okurken akışta bir zorlanma hissetmedim. Fakat Mavi Trenin Esrarı (daha önce okumuş olmama rağmen) kurgunun detaylarını unuttuğum bir romandı. Unutmuş olarak çizgiromandan okuyunca bazı yerlerde ne olup bittiğini tam anlayamadım. Bazı detaylar atlanmış ve/veya hızlı geçilmiş. Bu gözle bakınca, On Küçük Zenci için de aynı eleştiriyi yapmak mümkün. Ben kurguya çok hakim olduğum için bu atlamalar beni rahatsız etmemiş sadece.

    Dolayısıyla bu seriyi Agatha romanlarını halihazırda okumuş olanların, çizgi versiyondan alacakları sanatsal zevk için okumalarını öneririm. Romanı okumayanların kurgunun güzelliğini kaçırma riski yüksek.

comment
January 22, 2019 12:28
Ekin Açıkgöz, Afgan adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentForsyth'ın Hastalandığı Bir Zamana Denk Gelmiş Olabilir

    Afganistan'da neler oluyor?
    Afgan halkının o topraklardaki tarihini öğrenmeden bugün ne olduğunu tam olarak anlamaya imkan yok. Doğrusu neymiş öğrenmek istiyorum ama akademik makale okuyacak mecalim yok diyenin imdadına Forsyth yetişiyor.

    Malumunuz Forstyh her türlü politik conflict'e dair okuyucularına bilgiyi gerçekçi bir üslupla sunan harika bir yazar. Çünkü o bir conflict bölgesi muhabiri, bir araştırmacı gazeteci aslen. Ve fakat aynı zamanda da mükemmel bir hikaye anlatıcısı. Bu iki özelliğini birleştirdiğinde başyapıtlar koyuyor ortaya.

    Afgan'da Afganistan'daki etnik aşiretleri, bunların neden birleşip bütün olarak hareket edemediklerini, Afgan Rus savaşını ve Taliban'ın doğuşunu okuyup öğreniyoruz. Özellikle Taliban ile ilgili çok çok ilginç şeyler öğrendim.

    Ancak bu kitapta her nedense Forsyth'ın hikaye anlatıcılığı her zamankinden zayıf kalmış. İnsanın kendine kaptıracağı bir kurgu bulamadım bu romanında. Karakterle de pek bütünleşemedim. Forsyth'ın muhteşem twist'li sonlarını, şahane kurgusunu aradım. Bulamadım.

comment
January 22, 2019 12:09
Ekin Açıkgöz, İkinci Mesih adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentBol gezmeli, keyifli bir macera

    Glenn Meade Türkiye'ye kitap fuarına geldiğinde imzalatma şansım oldu bu kitabı. Benim için önemliydi çünkü bu kitabı GETEM'in sesli kitaplar kütüphanesi için seslendirmiştim. Sağolsun kendisi de ilgi gösterdi ve hatta fuar dönüşü bana küçük bir teşekkür e-postası attı. Alçak gönüllü ve sempatik bir yazar.

    Heyecanlı, maceralı bir Meade. Ortadoğu'dan Vatikan'a uzanan bir macera. Meğerse İsa Mesih tarihi bizim bildiğimiz gibi değilmiş ve bu konuda gizli antik parşömenler varmış. Bu parşömenlerin peşinde de iyisi, kötüsü, yakışıklısı, güzeli, çirkini...

    Keyifli bir macera.

comment
January 22, 2019 12:02
Ekin Açıkgöz, Yatır adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentDoğaüstü Kötüleri Yenme Görevi Yine Sarp'ın

    Muska'nın algıları açık çocuk karakteri Sarp Sapmaz büyümüş.
    Bodrum katında gül desenli yer taşları olan eski bir ev. Evin etrafında farklı ajandaları olan çeşitli karakterler. Gül desenlerine maruz kalanların başına kötü şeyler geliyor tahmin edeceğimiz gibi. İçerideki doğaüstü kötülük ile mücadelede görev yine Sarp'a düşüyor.
    Korku-fantazya'da önemli bir isim olan Sadık Yemni'nin epeyce hacimli bir kitabı. Ama gözünüz korkmasın. Bu kitaptaki kurguyu Muska'ya göre daha derli toplu buldum.
    Sonu sürprizli çıktı. Beklemediğim bir son oldu. Bu sonu beğendim mi? Emin değilim.
    Keyifle okudum.

    (Bu kitabı GETEM sesli kütüphane projesi için seslendirdim.)

comment
January 01, 2019 19:02
Ahmet Uğur Başeğmez, Hoşgeldiniz adlı forum başlığına cevap yazdı.
  • comment

    Kitapları liste görünümünde görmek seçeneği de olsa iyi olur.

comment
January 01, 2019 18:23
Ahmet Uğur Başeğmez, Kurt Kanı adlı kitaba yorum yazdı.
  • comment

    1-1966 yılında yazılan bir kitap nasıl olur da 1965 yılında basılır.
    2- 1965 ve 1973 baskılarının kapakları ters olarak birbiri yerine konmuş.
    3- Ayrıca aynı yayınevinin 1983 baskısı da var.

comment
December 03, 2018 16:33
Dr Fell, Ceset - El Cuerpo adlı forum başlığına cevap yazdı.
  • comment

    Yönetmenin Contratiempo (2016) ve Julia'nın Gözleri (Los ojos de Julia -2010) filmlerini de önermek lazım. İspanyol polisiyesini bize sevdiren filmlerdir

comment
December 03, 2018 08:46
Dr Fell, Yarım Ay adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentTuhaf final

    Finalini biraz tuhaf buldum; fakat genel olarak sürükleyici, okuması eğlenceli bir kitaptı. Yazarın bildiğim kadarıyla 3. kitabı; çok tanıtımı yapılan ön planda bir yazar değil fakat kesinlikle bir şans verilmeli

comment
November 10, 2018 16:01
Ayhan Hocha, İpucu adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentYanlış yazar!

    Christina Ann Coleman kimdir bilemiyorum.
    Bu kitap Earl Stanley Gardner’ın Perry Mason maceralarından biri.
    Telif sorunlarından dolayı böyle yayınlanmış herhalde.

comment
October 26, 2018 15:50
Ahmet Uğur Başeğmez, On Küçük Zenci adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentİLAVE

    Altın Kitaplar Yayınevi, 1978 ve 1974 baskıları da mevcut

comment
October 22, 2018 15:53
Ahmet Uğur Başeğmez, Esrarengiz Kalem adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentEsrarengiz Parmaklar

    Diğer basımların ilave edilmesi
    Esrarengiz Parmaklar
    MEKTUPLA GELEN ÖLÜM

comment
October 19, 2018 21:24
Yiğit Şenok, Ölüm Adası adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentokunabilir

    Kitabı daha yeni bitirdim. gerçekten şaşırtıcı bir sonu vardı. Agatha Christie kitaplarının düğüm bölümünden sonraki kısım genelde birazcık sıkıcı olur. Bu kitapta azıcık sıkıcıydı fakat bırakmadan okumaya devam ederseniz gerçekten memnun olursunuz. Okunmaya değer.

Geçen haftanın en aktif kullanıcıları
menu