Cinai::Topluluk

Unsplashed background img 1


star_border
October 27, 2024 14:07
Axelman, İki Kez Ölen Adam kitabına 7 puan verdi.
star_border
October 27, 2024 14:07
Axelman, Kanlı Parmak İzi kitabına 6 puan verdi.
star_border
October 27, 2024 14:06
Axelman, Büyük Bow Esrarı kitabına 6 puan verdi.
star_border
October 27, 2024 14:06
Axelman, Gölge İncil'in Azizleri kitabına 8 puan verdi.
star_border
October 27, 2024 14:06
Axelman, Kan Meselesi kitabına 6 puan verdi.
star_border
October 27, 2024 14:05
Axelman, Ölü Ruhlar kitabına 7 puan verdi.
star_border
October 27, 2024 14:05
Axelman, Karanlıktakiler kitabına 7 puan verdi.
star_border
October 27, 2024 14:05
Axelman, Diriliş Adamları kitabına 7 puan verdi.
star_border
October 27, 2024 14:04
Axelman, Ölü Lagün kitabına 8 puan verdi.
star_border
October 27, 2024 14:04
Axelman, Dördüncü Kurban kitabına 5 puan verdi.
comment
September 27, 2024 14:57
Tahir Olcay Kıraç, Uzayda İntikam adlı kitaba yorum yazdı.
  • comment

    bu kitabı satın almak istiyorum

comment
September 27, 2024 14:57
Tahir Olcay Kıraç, New York 5000 adlı kitaba yorum yazdı.
  • comment

    Bu kitabı satın almak istiyorum.

comment
August 23, 2024 11:59
Ekin Açıkgöz, Orman adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentÇok sürükleyici

    Bu kitabı okumak maceralı oldu: Storytel’de dinlemeye başladım, kitap sardı. Tam ortasındayken bir gün bir açayım ki; kitap sırra kadem basmış! Kitabın ismi listelerde görünmediği gibi okuma geçmişinde bile izi yok. Storytel müşteri hizmetlerine yazdım. “Telif problemi nedeniyle kaldırmak zorunda kaldık. Böyle durumlarda okurlara önceden bilgi veriyoruz. Size neden bilgi gitmemiş biz de anlamadık. Özür,” dediler. Çok kızdım. İnsan bari iki aylık ücretsiz telafi filan verir. Fakat elden ne gelir? Neyse ki ben sadece kütüphanemde fizikî olarak bulunan kitapları Storytel’de dinlediğim için kitap vardı. İkinci yarısını eski usul okudum.

    Kitap çok sardı. Konu mu çok enteresan? Hayır. Karakterler mi orijinal? Hayır. Nasıl oluyorsa ilk bölümden itibaren okuru içine çeken, çok sürükleyici bir kitap, tam bir ‘page-turner’. Harlan Coben okuru metne kul etmeyi iyi beceriyor.

    Ana karakterimiz, ilçe savcısı Paul Copeland, gençliğinde ablasını bir seri katile kurban vermiş, genç karısını da kanserden kaybetmiş bir adam için gayet hayat dolu bir baba. 20 yıl önce ergenler için ormanda düzenlenen bir yaz kampında iki genç vahşice öldürülmüş, iki gencin de cesedine ulaşılamamış. Bir tanesi Paul’ün ablası, diğeri Gil isminde bir başkası. Olay yaşandığında Paul de kamptaymış. Dahası gecenin nöbetçisi olarak herkesin kulübelerinde olduğunu kontrol etmek onun sorumluluğundaymış ama o kız arkadaşı Lucy ile takıldığı için görevini yapmamış.

    Paul yirmi yıl sonra bir cinayet kurbanını teşhis için çağrılıyor. Olayı araştıran polis kurbanın Gil olduğunu düşünüyor. Gil bu kadar yıldır hayattaysa Paul’ün ablası da yaşıyor olabilir mi? Paul eski dosyaları açıyor ve araştırmalarına başlıyor. Lucy gibi eski karakterler kareye giriyorlar. Orman araştırılıyor, yeni cesetler bulunuyor. Şudur budur derken öykü kendisini sonuna kadar zevkle okutuyor.

    Enteresandır, Paul’ün üniversite yurdunda zengin öğrencilerin toplu tecavüzüne uğrayan siyahi eskort kızın açtığı davayı yürüttüğü kısımlar ana kurgudan daha fazla aklımda kaldı. Coben ana karakteri bize benimsetmek için koyduğu bu detayı öyle iyi öykülemiş ki, bu detay tek başına bana epey sayfa okuttu. Coben gerçekten iyi bir hikâye anlatıcısı.

    Kitabın “Woods” isimli Lehçe bir mini dizi uyarlaması var Netflix’te. Henüz izlemek kısmet olmadı, listeye aldık.

star_border
August 23, 2024 11:57
Ekin Açıkgöz, Orman kitabına 9 puan verdi.
comment
August 21, 2024 17:53
Ekin Açıkgöz, Maya Mor adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentKarmaşık Duygular Uyandırdı

    Bu kitap 2023 yılı Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı ödülü adayıdır.

    Arkeolog Maya Mor Milas yakınlarında tarihi kalıntı ararken yakın zamanda gömülmüş bebeklerin iskeletlerini bulduğu sırada saldırıya uğruyor. İyileştikten sonra geri dönüp olayı araştırmaya girişiyor. Geri dönmeden önce tanıştığı üst kat komşusu Nysa’nın da bambaşka bir hikayesi var, annesini ve babasını öldürdüğü için hapis yatmış. Köy yerinde Maya’nın araştırmaları onu karmaşık bir ensest skandalına götürüyor.

    Kitap akıcı bir dille ve sürükleyici bir üslupla yazılmış. Öykü de enteresan. Zevkle okuyacaktım ki birden karşıma Maya’nın farklı kişilikleri olan Kali-Maya ve Karya-Maya çıktı. Yetmezmiş gibi bir de Maya ve Mor’un kendi aralarındaki sohbetler… Yine bir süperkahraman vakasıyla karşı karşıyayız. Dövüş sporlarının hepsini bilen, silahsız gezmeyen, atlayıp zıplayan, erkeklerle teke tek dövüşen, botlarından bile bıçak çıkan bir arkeolog. Tüm gençliğimi Tomb Raider oynayarak geçirdim, Lara Croft bile bu kadar uçuk değildi. Karakter değiştirdiğinde sesi ve göz rengi değişen, bu ‘gizli sanatı’ annesinden edinmiş bir karakter… İşte tam o noktada öyküden feci soğudum. Tek acayip karakter Maya da değil üstelik. Nysa başlıbaşına bir vaka. Mağarada büyümüş sakat Derviş desen ayrı bir vaka. Eski porno yıldızı Şeyda Nur vaka. Marjinal olmayan karakter yok, polisiye değil de Galaksi’nin Koruyucuları'nı okuyormuşum gibi…

    Savcı Selim ve sevgilisi Timothy’nin ne diye tanımadıkları bir kadının peşine takıldıklarını anlayamadım. Nitekim öyküdeki rolleri de gerçekten gerekli gibi görünmüyor. Son dönemeçte hayatımıza giren eski polis Harun baştan gelip Selim’in yerini alsaymış belki daha bütünlüklü bir öykü olurmuş.

    Nysa bu öykünün temel bir parçasıydı ama Nysa’nın Kızıl Cek’ten alacağı intikam ortada kaldı.

    Maya’nın silahının ruhsatlı olduğunu okuduk. Toplayamadığı fişek olunca silahın artık kullanılamayacağını söylüyor Maya. O nasıl oluyor? Ruhsatsız olsaydı atardı çöpe giderdi, ruhsatlı tabancadan balistik kaydından seni her türlü buluyorlar, silahı atsan da atmasan da.

    İyi bir Türkçe kullanılmış ancak diyaloglardaki paragraf ayrımlarında sürekli tekrarlanan hatalar var.

    Bir yıl geçtiği halde kitabı halen detaylarıyla hatırlıyor olmam enteresan. Bu da kitabın başarısı, ne dersek diyelim. Karmaşık duygular uyandıran bir kitap özetle.

star_border
August 21, 2024 17:52
Ekin Açıkgöz, Maya Mor kitabına 5 puan verdi.
comment
August 21, 2024 17:38
Ekin Açıkgöz, Adalet adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentBeğenmedim

    Öyküde gizem ve ana kahramanın olmaması temel ve büyük problemler. Öykü olaylara odaklandığı için kitabın %80'i haber okuyormuşuz gibiydi. Polisler figürandı. Olayı çözeceğine dair umut besleyebileceğimiz bir ana dedektif karakteri (sleuth) yoktu. Peki, polisleri niye okuduk? Polisiyede eksik kalmasın diye polis katılmış hissi yaratıyor. Ana kahraman olması gereken Bora, Seray, Aykut figürandan öteye geçemediler.

    Fikir klişe. Kadına şiddet ve tacize uğramışların/uğramışlar adına intikam cinayetleri konusunu artık Kızılay sokakta dağıtacak. Adaletten kaçanların cezalandırıldığı en başından belliydi ama teknik olarak bu kadar büyük bir operasyonu da ancak bir devletin istihbarat teşkilatı yapabilir. İki adam, bir cip ve para bulmuş bir adamla zor...

    Ayrıca adalette de problemler var. Profesörün oğlu olayında evdeki diğer çocuklar niye öldürüldü? Zengin çocuğu olmak cezalandırılması gereken bir şey mi? Aklımda deli sorular...

    Anlatım bozuklukları ve yazım yanlışları var; bazı örnekler: 'Bora Bey’in 'bey'i küçük. “Bizim kültürümüzde oryantalizm” (bizim kültürümüzde oryantalizm olmaz, oryantalizm batı kültürünün doğuya yüzeysel bakışıdır, orient biziz :) ), “kalp krizinden öldüğünü görünce önce kadını sonra adamı öldürmüş” (adam zaten kalp krizinden ölmüştü, ölüyü mü öldürdü?), “… serbest kalmasını sağlayan adaleti sağlamaya çalıştım” (eleştirilen adalet ile sağlanmaya çalışılan adalet aynı kavram değiller tek nesne ile ifade edilemez) gibi.

    Özetle, okuma zevki vermedi. Kapağı da beğenmedim.

star_border
August 21, 2024 17:38
Ekin Açıkgöz, Adalet kitabına 2 puan verdi.
comment
August 20, 2024 16:58
Ekin Açıkgöz, Paradoks adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentTüm tuşlara aynı anda basılıyor

    Bu kitap 2023 yılı Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı adayıdır.

    14. sayfaya kadar, uçakla terörist saldırısı, Rotschield’lar, Area 51, Vatikan, Barnabas İncili dahil her şeyi gördük. Rotschield Türkmüş bu arada. Kitabın devamında karakterler tabuttan canlanıp boyut değiştirdiler, Sümerler dönemine gittiler. Uzaylılar, ufolar, Mısır piramitleri, Nuh’un gemisi, Sirius yıldızı… Uğur Çivi tüm tuşlara aynı anda basmış :)

    -de -da -mi ekleri yazım hataları, büyük harflerin yanlış kullanımları, “dimi?” gibi yazım yanlışları çok sayıda maalesef.

    “Erkeksen kadına vurma bana vur” gibi maço edebiyatı olmasa iyiydi. Türk şaman ayininde kadın bulunmasının yasak olması??? (Dipnot: Türk pagan kültürü anaerkil öğeler içeren dünyadaki önemli kültürlerden birisi, kadın şamanlar var.) Dahası kadın ajanımız o kadar iyi ki erkek seviyesine erişmiş iyilikten: “Bana kadın olarak bakmaktan vazgeç” diyor. Üzdü.

    Yarışma açısından bir diğer temel konu, kitabın polisiye olmaması.

    Benzer romanlar yarışmada çok okuduk, benzerlerine üstün gelen yönlerini yazayım:

    A) Senaryo gibi yazılmamış, betimlemeler, anlatımlar ve diyaloglar dengeli tutulmuş.
    B) Bir serinin ikincisi olmasına ragmen ilkini okuma zorunluluğu getirmiyor, ikinci roman olduğu anlaşılmıyor. Bu büyük artı!
    C) Fantazya öğeleri de içerse kendi evreninde başı sonu olan kendi içinde tutarlı bir kurguya sahip.

    Uğur Çivi Türkçe'ye biraz daha dikkat etse ve klişelerden uzaklaşsa, iyi işler yapabilir.

star_border
August 20, 2024 16:56
Ekin Açıkgöz, Paradoks kitabına 3 puan verdi.
comment
August 20, 2024 16:36
Ekin Açıkgöz, Arabulucu adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentRedaksiyon lazım

    Bu kitap 2023 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı adayıdır.

    Talat ismindeki müzakere komiserinin kendi ağzından anlatılan kısımlar ile tanrı anlatıcının anlattığı kısımlar var. Veritas olarak anılan cinayet büro komiseri, işkence edilerek öldürülmüş ve ritüel cinayeti olduğunu düşündüren cinayetleri araştırıyor, bu kısımlar tanrı anlatıcı gözünden yazılıyor. Neticede Talat'ın geçmişini ilgilendiren bir cinayet silsilesi olduğunu anlıyoruz. Talat'ın çocukluk travmaları, hatırlamayamadığı şeyler, gördüğü halüsinasyonlar hep bu cinayetlerle ilgiliymiş gibi. Neticete Talat ve Veritas'ın yolları kesişiyor. Önceki romandan da karakterler var.

    Samimi görüşlerimdir:

    (-) Çağlayan Babacan'ın karakterleri o kadar aşırı yakışıklı, bilgili, yetenekli, akıllı ve ukala oluyorlar ki; ister iyi ister kötü karakter olsun, bu karakterleri samimi bulamıyorum ve benimseyemiyorum.
    (-) Kitap yazarken araştırma yapan ve okura bilgi veren yazarları severim. Çağlayan Babacan da bu yönüyle göz dolduruyor. Ancak her şeyin fazlası zarar. Kitapta, kaç karakter varsa, sokaktan geçen adam dahil, hepsi Vikipedi makalesi gibi konuşuyor :) Tek bir karakter yok ki bize elinde tuttuğu nesneyle ilgili bir anekdot anlatmasın. Sadece karakterler değil, tanrı anlatıcı da bunu yapıyor. Herkesin her şeyi çok fazla bilmesi doğal bir durum olmadığı için bu durum kitabın doğallığından götürüyor kanaatindeyim.
    (-) Çağlayan Babacan Türkçeyi iyi kullanan bir yazar olmasına rağmen; nasıl olduysa bu kitapta çok fazla sayıda hata var. Neredeyse her iki sayfada bir yazım yanlışı, -de -da eki yazım hatası, ek yanlışı dolayısıyla meydana gelmiş özne/nesne/eylem uyumsuzluğu, cümle düşüklüğü, 'tabii' yazımında hata, virgülün yanlış kullanımı vs. mevcut. İzleyen baskılarda iyi bir redaksiyon öneririm.
    (+) Kurguya ilişkin tüm soruların cevaplandığı sürükleyici bir polisiye olmuş. Aksiyon severleri de tatmin edecektir.
    (+) Talat'tan karakter olarak hoşlanmamama rağmen hazırcevaplığını sevdim. Kitaba eğlence katıyor. Çok iyi esprileri var.
    (+) Çağlayan Babacan akıllıca benzetmelerle metne hareket katmış. İşin kurgusuna boğulmayıp okura okuma zevki vermeye yönelik çabası önemli. Bunu maalesef her aday romanda göremiyoruz. İşin edebiyat kısmını göz ardı etmemesi bakımından kendisine teşekkürü borç bilirim.
    (+) Romanın Mardin'de geçen kısımlarını çok severek okudum. Yerli polisiye tabirinin hakkını veren, yerlileşme sorunu yaşamayan bir kitap.

    Senenin okuması keyifli, iyi adaylarından birisiydi. Türkçe hataları olmasa 4/5 puanlıktı.

star_border
August 20, 2024 16:36
Ekin Açıkgöz, Arabulucu kitabına 6 puan verdi.
comment
August 20, 2024 15:29
Ekin Açıkgöz, Vertigo adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentHitchcock filmi olmayı hak eden şahane bir kurgu

    Önemli bir klasiği daha aradan çıkarttık şükür.

    Boileau-Narcejac Fransız polisiyeciler Pierre Boileau ve Thomas Narcejac'ın kitaplarında kullandıkları müstear isim. 1954 tarihli bu klasiğin gerçek ismi de 'Vertigo' değil, 'Ölüler Arasında'. 1958'de Alfred Hitchcock 'Vertigo' ismiyle sinemaya uyarlayınca kitap da 'Vertigo' olarak bilinir oldu, iyi de oldu. Gizemin psikolojik gerilimle birleştiği gerçek bir klasik.

    İkinci Dünya Savaşı yeni alevlenirken eski polis, yeni avukat kahramanımız Roger Flavières eski arkadaşı Gevigne'in yardım isteğini geri çeviremez. Gevigne'nin karısı Madeleine'in bazı tuhaf davranışları vardır. Madeleine, kendi yaşındayken intihar ederek ölen büyük büyük teyzesi Pauline Lagerlac'ın ruhunun içinde olduğuna inanmakta ve kendisi de intihara eğilim göstermektedir. Gevigne işlerinin yoğunluğu nedeniyle Flavières'den karısına göz kulak olmasını ister.

    Flavières'in vertigosu (yükseklik korkusu) vardır ve bu yüzden geçmişinde başka bir polisin ölümünü önleyemediği için suçluluk duymaktadır. Polislikten de o yüzden ayrılmıştır. (Hollywood'dan önce 'travmatik geçmişli, kendisini suçlayan alkolik polis' temasının kullanılmadığını sanmanız beni üzer. Nitekim Hollywood da bu temaları bu klasiklerden öğrendi.)

    Flavières takip ettiği Madeleine nehre atlayıp intihar etmeye kalkınca onu kurtarmak zorunda kalır ve kadınla tanışmış olur. Kocasının da rızasıyla kadınla arkadaşlık etmeye başlar. İşleri çıkmaza sokacak şekile kadına aşık olacağını bilmem söylememe gerek var mı?

    Bir gün Madeleine daha önceki hayatında orada bulunduğuna inandığı küçük bir kasabaya götürür kahramanımızı. Kilisenin çan kulesine tırmanmaya başlar, bizimki de peşinden. Fakat bizimki yüksekten korkuyor... Kadına yetişemez, kadın kendisini kuleden aşağıya atar. Kahramanımız çok da kahramanca olmayan bir şekilde olay yerinden topuklar ve Paris'e kaçar. Gevigne'e karısının intiharına şahit olduğunu anlatmaz. Gevigne, karısının ölümü yüzünden polis tarafından sorguya çekilir. Daha sonra da Alman istilasında ölür.

    Savaş bittiğinde Paris'e dönen Flavières halen suçluluk hissetmekte ve halen Madeleine'in aşkıyla yanmaktadır. Bir gün sinemada kadının yüzünü bir reklamda görür. Sorar, soruşturur ve reklamda oynayan aktrisi bulur. Kadın her ne kadar Renée Sourange isminde farklı bir kişi olduğunu söyleyip dursa da; bizimki onun Madeleine olduğundan emindir. Kadın gel zaman git zaman bizimkinin metresi olur. Flavières onun Madeleine gibi giyinmesini, Madeleine gibi davranmasını istemektedir.

    Bu noktadan sonrası fena spolier oluyor, böyle bir polisiye klasiğinde size kıyamam. Sonundaki önemli 'twist' ile olayın hiç de doğaüstü olmadığını ve Flavières'in fena halde oyuna geldiğini anlarız. Depresif ve melankolik bir atmosferde şahane bir gizem!

star_border
August 20, 2024 15:29
Ekin Açıkgöz, Vertigo kitabına 10 puan verdi.
Geçen haftanın en aktif kullanıcıları
menu