Cinai::Topluluk

Unsplashed background img 1


star_border
February 12, 2023 20:11
Ekin Açıkgöz, Zamanın Kızı kitabına 10 puan verdi.
star_border
February 12, 2023 20:10
Ekin Açıkgöz, Yaşamak Hırsı kitabına 7 puan verdi.
comment
February 12, 2023 20:10
Ekin Açıkgöz, Yaşamak Hırsı adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentSait Faik Türkçesiyle

    Ustaların Türkçesiyle Simenon serisinin ilk kitabı Yaşamak Hırsı. Orijinal ismi tercüme edilseydi ismi Trenlerin Geçişini Seyreden Adam olacaktı. 1938 tarihli roman 1950 yılında Sait Faik tarafından tercüme edilmiş. Yayıncının notuna göre, orijinal metin ile çeviri metin arasında birçok atlanmış kısım bulunuyor. Sait Faik'in diline müdahale etmemek üzere eksik kısımlar tekrar çevrilerek metne eklenmemiş. Ayrıca romanın başında Seval Şahin'in de önsözü bulunuyor.
    Son derece sıradan bir hayatı olan Kees Popinga, tesadüfen karşılaştığı patronunun iflas ettiğini kendisine açıklamasından sonra, hayata dair perspektifini tamamen değiştiriyor ve bir anda 'hayatını yaşamaya' karar veriyor. Patronunun metresi olan fahişe Pamela'yı ziyaret ederek başlayan Popinga, kadını öldürünce, yeni hayatına hızlı başlıyor. Trenle Paris'e geçiyor ve burada çeşitli maceralar yaşıyor. Peşinde Paris'in ünlü komiseri var.
    Bu kitap evet bir suç kitabı, evet polis var ve fakat herhangi bir gizem öğesi yok. Bu nedenle polisiye janrına tam olarak girmediğini söylemek lazım. Daha ziyade Popinga'nın hayata dair düşünceleriyle meşgulüz. Bu bakımdan Suç ve Ceza'ya benzettim. Tek fark, Rus klasiğinde Raskolnikov'un belli bir felsefeyi doğrulamak adına cinayet işlemesi ve sonrasında vicdan muhasebesine dalması, buna karşılık Popinga'nın vicdan azabı çekiyormuş gibi görünmemesi. Popinga gerçekten 'yaşama hırsı' mücadelesi içinde. Bu bakımdan Sait Faik'in kitaba çok doğru bir isim verdiği anlaşılıyor.
    Popinga'nın yaşama hırsının beni fazla sarmadığını belirtmem lazım. Ve fakat, bir dönem romanı olması ve Sait Faik'in dönem Türkçesi, okuma keyfini büyük ölçüde artırıyor.

comment
January 25, 2023 11:31
Ekin Açıkgöz, Seri adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentZaman Geçişleri Kafa Karıştırıcı, Polisiye Kısım Zayıf

    021 Kristal Kelepçe adayıdır.

    Bu kitabı okurken zorlandım. Sebebi şu: Kitap sürekli geçmiş ile günümüz arasında gidip geliyor. Üstüne üstlük hem 'geçmiş' hem de 'günümüz' farklı farklı çok sayıda zaman diliminden oluşuyor. Zamanlar arasındaki atlamaları çoğunlukla ayıran bir bölüm, girizgâh vs. yok. Bir paragraf karısının hamileliğini anlatırken, alttaki paragraf günümüz soruşturmasına dönüyor, iki sayfa sonra kendimizi Aktütün Karakolu baskınında buluyoruz. Sonra birden hoop tekrar Azerbaycan'a, kahramanın karısıyla tanıştığı günlere... 15 Temmuz öncesinden başlıyoruz, kovide kadar geliyoruz. Gerçekten zaman algımı kaybettim. Misal, cinayetler hangi zaman aralığında işlendi? İlk cinayet ile sonuncusu arasında asgari 2 yıl var gibi geldi bana.

    Yazarımız karısının hamileliğine, ilk bebeğin kaybına, Azerbaycan'da geçen zamanına ve teşkilat içindeki günlere dair çok detaylı, gerçekçi, insanı olayın içinde sokan, başarılı bir anlatım gerçekleştiriyor. Maalesef aynı durum asıl konu olan Seri'nin cinayetleri için geçerli değil. Seri'nin cinayetlerini sanki x8 hızlı çekimde okuyoruz. Yazarın kendi hayatında tecrübe ettiği kısımlar ile etmediği (hayal gücüyle oluşturduğu) kısımları kıyaslarsak, ikinci kısımları aynı başarıyla yansıtamadığını düşündüm.

    Kitabın polisiye kurgu kısmını zayıf buldum. Seri, öldürdüğü çok sayıdaki (sayamadım, aklımda kalmadı) kişinin her birisini farklı ve abartılı derecede yaratıcı bir teknikle, adeta Testere veya Küp filmindeki oyunlarmışçasına, çok kolay ve çok vahşi bir şeklide öldürüyor. Bunlara ilişkin doğru düzgün ne bir olay yeri incelemesi, ne bir otopsi, ne bir delil araştırması var. Misal cinayet silahı nereden bulundu? Oraya o kurban nasıl getirildi? O düzenek nasıl kurulur, bunu kimler bilir, nereden öğrenir? O bina kimindir, kim kiralamıştır? Önündeki kameralar incelendi mi? Kurban nasıl kaçırıldı, nereden kaçırıldı? MOBESE, araç takibi vs... Kurbanların yakınlarının ifadesi nedir? Olay yerinin etrafında tanıklar yok mu? Polislerin işin polislik tarafında hiçbir araştırmasının derinine inemedik. İlaveten kahramanımız AGA'nın da olayın çözümüne dair (Seri'nin onu telefonla aramak üzere seçmiş olması haricinde) hiçbir çabası, girişimi ve katkısı olmadı.

    Havada kalan konular var. Melissa Onur'un tecavüz edilerek öldürülmesi. Svetlana'nın öldürülmesi...

    Sonunu beğenmedim. Biz kendini tanrı zannedip, oyun oynayarak kafasına göre adalet dağıtma sevdalılarının karşısında aklı selim bir karakter olarak sevmiştik AGA'yı. Sonunda ne oldu öyle? El mi aldı Seri'den yani? Yoo.

    Yazarımız (ideolojisinin benim ideolojimle bağdaşıp bağdaşmamasından bağımsız olarak) belli bir düşünsel altyapı ile bu kitabı yazmış. Bir derdi, meselesi, hayata bir bakışı var. Bu tüm bölümlerde kendisini gösteriyor. Araştırma, fikir derinliği (tekrar söylüyorum fikrin uyup uymamasında değilim - elma ile armutları ayıralım) bunlar pek çok yazarda görmediğimiz şeyler. O yüzden bu kitap bu bakımdan diğer okuduğum kitaplardan olumlu yönde ayrışmıştır.

    En sevdiğim karakter tabii ki Su Eda oldu. Hasan Hüseyin Yıldız, eğer Su Eda'nın kahraman olduğu bir roman yazarsan alırım.

star_border
January 25, 2023 11:30
Ekin Açıkgöz, Seri kitabına 4 puan verdi.
comment
January 25, 2023 11:30
Ekin Açıkgöz, Ecel Çiçekleri adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentYazarın en iyilerinden

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Ödülü Adayı

    Elçin Poyrazların 2019 Kristal Kelepçe yarışmasına aday olan Mantolu Kadın romanını beğenmiştim, sevmiştim. Ama Ecel Çiçekleri'ni açık ara daha çok beğendim. Farklı bir ligde apayrı bir roman. Mantolu Kadın, kadına şiddet teması etrafında bir polisiye idi. Ecel Çiçekleri 'kadın' hakkındaki tüm meselelere - kadın hakları için yapılan eylemlerden kürtaja, tacizden şiddete, kadın cinayetlerinden toplumun 'kadın' rolüne bakışına kadar - her açıdan değinen, daha önemlisi doğru mesajlar veren ve farkındalık yaratan bambaşka bir roman olmuş.

    Şu görüşümü daha önce de çok söyledim: Çocuk tacizi, kadına şiddet gibi konular yalnızca gündem yakalamış olmak için yazıldığında, altyapısı eksik sunulduğunda, 'hafif' ele alındığında; hiç mi hiç hoşuma gitmiyor. Bu konular ticarileştirmeye uygun konular değil. Hakkıyla ele alınamayacaksa hiç yazılmasın. Elçin Poyrazlar'ın sosyal hayattaki duruşuyla bu meseleleri gerçekten 'mesele' olarak ele aldığını zaten biliyorduk. Bu romanla da bunu tekrar ispatlıyor.

    Mantolu Kadın'da çok sempatik ve 'altın-çağ' polisiyelerine yakınsayan 'antika' bir dedektif vardı. Bu romana kıyasla Ecel Çiçekleri'ndeki tüm karakterler gerçekçi işlenmişler. Kurgu da doyurucu. Kesinlikle senenin favorilerinden.

star_border
January 25, 2023 11:29
Ekin Açıkgöz, Ecel Çiçekleri kitabına 9 puan verdi.
comment
January 25, 2023 11:29
Ekin Açıkgöz, Derin Şüphe adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentKurgu hatası yok ama takibi zor

    Bu roman 2022 Kristal Kelepçe adayıdır.

    Orçun Yenilmez epey girift bir kurgu yapmış. Kurgu mantık silsilesi bakımından kuvvetli, açık vermiyor. Fakat takibi bana zor geldi. Karakter sayısı çok fazla. Bunların her birisinin birbiriyle ilişkisini anlamayı geçtim, isimlerini akılda tutmakta zorlandım. Polisler de çok. Sayıca çok olmaları, her birisinin karakterinin derinine inmemize engel oldu.

    Bu kurgunun İngiltere ayağına gerçekten ihtiyaç var mıydı diye düşünüyorum. İngiltere ayağındaki komplolar/karakterler Türkiye'de de olabilirlerdi.

    Kayıp bebekler, başka ailelere verilmiş çocuklar benim özellikle sevdiğim bir tema değil. Ama Orçun Yenilmez bu temayı iyi işlemiş. Sevenlere öneririm.

    Orçun Yenilmez'in kurgudaki tutarlılığını takdir etmek lazım. Bir polisiyedeki en önemli performans kriteri bence bu. Ne kadar çok polisiyede mantık/kurgu hatası buluyoruz şaşırırsınız. Bu bakımdan bu kitap oldukça başarılı.

star_border
January 25, 2023 11:28
Ekin Açıkgöz, Derin Şüphe kitabına 6 puan verdi.
comment
January 25, 2023 11:28
Ekin Açıkgöz, Jüri adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentBiraz kısalabilir

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı adayları arasında okuduk.

    Eğlenceli bir yerli polisiye. Ses yarışması sırasında öldürülen jüri üyesinin katilinin peşine düşen Şahap Komiser ve ekibinin maceralarını okuyoruz.

    Uzunca bir süre katilin kim olduğu anlaşılamıyor ve önümüze çokça seçenek sunuluyor. Bu bakımdan sonuna kadar okuru sürükleyen bir kurgu olduğunu söyleyebilirim.

    Diğer taraftan karakterlerin günlük koşuşturmacalarına ilişkin kısımlar ve bazı diyaloglar yer yer metni uzatıyor ve tempoyu düşürüyor. Gürsoy Bey'e ikinci baskı için biraz yalınlaştırma yapmasını öneririm naçizane. Temiz bir metin olmakla birlikte sonuna doğru (bitirmeye yaklaşma heyecanından olsa gerek :) ) birkaç isim hatası var. Onlar da ikinci baskıda düzeltilebilir.

    Sonundaki sürprizi çok enteresan bulmadım. SPOILER ----- Çocuk yurdunda taciz edilmiş ve yangın sonrası ismini değiştirerek hayata yeniden katılmış çocuk mağdurlar temasını 2019 Kristal Kelepçe adayları arasında da okumuştuk. ------------ SPOILER bitti.

    Bana göre Jüri, 2021 adayları arasındaki çizgi üstü adaylardan bir tanesi. Jüri üyelerinin öldürülmesi, jüri olarak beni biraz ürperttiyse de keyifle okudum.

star_border
January 25, 2023 11:28
Ekin Açıkgöz, Jüri kitabına 7 puan verdi.
comment
January 25, 2023 11:27
Ekin Açıkgöz, Çaylak adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentfavorilerim arasında

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Roman Ödülü!

    Tüm 2021 adayları arasında açık ara favorimdi. İlk okuduğum adaylardan birisiydi ve okuduktan sonra "ben birincimi buldum" dedirtti.

    Karakterlerin gerçekliği, canlılığı harika! Sosyal sınıflara, bunların birbirleriyle ilişkilerine, insan doğasına dair mükemmel gözlemler var. Çok iyi espriler var.

    Protagonist'in her zaman iyi/hoş/güçlü/kahraman/sempatik olması gerekmediğine ilişkin adeta bir edebiyat dersi! Ana karakter olan 'Çaylak' o kadar itici, irite edici, sinir bozucu ki!

    Kitabın sonuna kadar tam olarak ne olduğu anlaşılamıyor. Bu da bir polisiye için performans kriteridir.

    Olayı protagonistin çözmediğinden rahatsız olacak polisiyeseverler olacaktır. Ben sürekli aynı kurgu matematiğinden çok sıkılmıştım. İlaç gibi geldi.

star_border
January 25, 2023 11:27
Ekin Açıkgöz, Çaylak kitabına 10 puan verdi.
comment
January 25, 2023 11:26
Ekin Açıkgöz, Virtüöz adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentAzıcık Edebiyata da Önem Verseymiş

    2021 Kristal Kelepçe adayları arasında okuduk.

    Türkçe'si temiz olmakla birlikte; imgelem, betimleme, söz ve anlam sanatları bakımından gelişmeye açık; olaylar ve diyaloglardan mürekkep bir metin. Her şeyi geçtim, en basitinden bir mekan tasviri olsaydı bari... Senaryo okuyormuşuz hissi yaratıyor, eserin derinleşmesine engel oluyor.

    Aras Başkomiser'i fazla burjuva buldum. Yapılandırılmış zevkleri, üst sınıf alışkanlıkları ve yaşayışı kafama oturmadı. Memur maaşıyla Cihangir'de oturup, markalı saatler-gözlükler takıp, tekne sahibi olması damağımda nahoş bir tat bıraktı. Tüm bunları karakterin bekar ve çocuksuz olmasıyla da açıklayamıyoruz maalesef. Kadın komiser Nilay ile olan liberal ilişkisini de yadırgadım. Akşamları romantik mekanlarda baş başa yemeklere gidilecek, sinemalara davetler olacak, ama hiç kimse bu ilişkinin doğasına ilişkin tereddüte kapılmayacak. Maslak plazalarında bile bu yaşanmıyor iken, Emniyet teşkilatında hiç yaşanmaz. Özetle Aras karakterini role uygun bulamadığım için benimseyemedim. Bu da kitaptan alacağım zevke yansıdı doğrusu.

    Bu kitapta ne kadar çok MOBESE incelemesi var diyecektim ki, roman sonunda yaptığı açıklamayla bu konuya açıklık getirmiş oldu. Kurguyu beğendim!

    Sonda yer alan geleceğin katili, geleceğin kusursuz cinayeti ve geleceğin dedektifine ilişkin fütüristik öngörüler hoşuma gitti. Konuya bu açıdan yaklaşmak için vakit ayırmasını çok sevdim.

    Yılın 365 günü içinde insanların hatırlayacakları günlerin oranı bakımından olasılık hesabı kısmını ve bu kadar çok insanın aynı anda uyuşturucudan sabıkalı olmasının çok ileri bir tesadüf olacağına ilişkin açıklamaları bir istatistikçi olarak takdir edeceğim. Olasılık biliminin polisiye içinde kendisine yer bulması ve yazarlarca da buldurulması beni ezelden beri mutlu etmiştir.

    Adaylar arasında ortalamanın üstü olduğunu düşünüyorum. Yazar dostuma sonraki kitaplarda 'polisiye edebiyat'ın 'edebiyat' boyutu üzerinde biraz gayret göstermesini öneriyorum.

star_border
January 25, 2023 11:26
Ekin Açıkgöz, Virtüöz kitabına 7 puan verdi.
comment
January 25, 2023 11:25
Ekin Açıkgöz, Million İstanbul adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentÇok fazla hata var

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Adayıdır.

    Million İstanbul'u okumak İstanbul'u geziyormuşum hissi uyandırdı . İstanbul'da yaşıyor olmama rağmen İstanbul'u tanımıyor olduğumu bir kez daha kendime itiraf ettim. Olay yerlerinin tamamını Google'dan aradım, fotoğraflarına baktım. İstanbul'u tüm günlük yaşamıyla, tarihi eserlerin hayatın içinde çürümüşlüğü ile, keşmekeşi ile, sokak çocuklarıyla tanıttığı için Gürkan Karahan'a teşekkürler. Araştırması olan, bilgi verme çabası olan, kaynakçası olan romanın benim gözümde yeri ayrıdır. Bu farklı bir özveri ve çaba gerektiriyor. Yaptığım için biliyorum.

    Gürkan Karahan kendisi de emniyet teşkilatından geldiği için teşkilatın yol ve yordamlarını, prosedürlerini ilk elden okuyoruz. Bu bakımdan öğretici. Farklı açılardan da öğretici oldu. Misal, sokak çocuklarının ailelerine teslim edilme veya yurda yerleştirilme korkusu yüzünden panikleyip kaçmaya çalışacakları sahne beni çok üzdü. Demek ki biz bu çocuklara gerçekten bakamıyoruz ki bu çocuklar var olan ailelerinden ve devletin kucağındansa sokağın rezilliğini tercih ediyorlar. Bir başka kısımda fahri trafik müfettişlerinin keyfi olarak ceza yazabildiklerini söylüyor Gürkan Karahan. Şüphelenirdik de emin olamazdık.

    Selçuk Şef'in tüm kararları ekibiyle birlikte almasını, olayın çözümü için Sabiha'nın Gökçe'nin ve Batuhan'ın eşit katılımını sağlamasını sevdim. Neticede bir ana kahraman var, ama olayı ekip çözdü. Bu bakımdan kitap olumlu yönde ayrıştı. Sabiha ve Gökçe ile Sabiha Gökçen'e gönderme yapılmasından hoşlandım. Ancak karakterlerin kitabın başındaki tanıtımları daha incelikli yapılabilirdi. "Onun saçı şu renkti, bu şöyle bir bayandı"dan daha iyisi yapılabilir artık. 'Bayan' yerine 'kadın' kullanmaya da artık elimizi alıştırsak keşke.

    Son sahne, film sahnesi gibiydi, heyecanlıydı.

    Ancak kitabın çok ciddi ve kapsamlı bir redaksiyona ihtiyacı var: -de -da ekleri ve bağlaç olarak kullanılan de da kullanımında kronik yanlışlar var. Yeliz Matem/Ezgi Matem, Sema Boz/Sema Kara, Gökçe/Gökçen gibi isim hataları sürekli karşımıza çıkıyor. Daha fenası kurguda önemli hatalar var. Misal, sayfa 101'de Selçuk Şef ile Sabiha yata çıkıyorlar ve silah çatışmasının içinde kalıyorlar. Halbuki arka sayfayı bir çeviriyoruz ki; böyle bir çatışma hiç yaşanmamış. İlk taslaklardaki sahnelerden birinden daha sonra vazgeçilmiş fakat yazar silmeyi unutmuş sanki.

    Kitap ilk taslak iken aceleyle basılmış gibi hissettiriyor. Daha üzerinden üçüncü, beşinci düzeltme geçmeli ve ondan sonra basılmalı imiş. O kadar çok hata vardı ki okuma zevkini yarıya indirdi.

star_border
January 25, 2023 11:25
Ekin Açıkgöz, Million İstanbul kitabına 4 puan verdi.
comment
January 25, 2023 11:24
  • comment1918'de geçiyor gibi ama Değil gibi

    2021 Kristal Kelepçe adaylarındandır.

    Roman değil de novella gibi düşünmek de mümkün. Görüşlerim şöyle:

    1) Polisiye vaka bana derinlikli ve sürprizli gelmedi. Ama belki Suat Duman'ın 'hard-core' kurgu yapmak gibi bir meselesi de olmayabilir. Bu konudaki beğeni, biraz okurun ne aradığına da bağlı.

    2) Kitabın 1918'de geçmesinden çok hoşlandım. Fakat olayların akışını 1918 yılıyla bağdaştırmakta zorlandığım bazı durumlar oldu. Misal 1918 yılında kadınların ulaştığı yüksek liberallik seviyesini yadırgadım. 2018 yılında (tam bir asır sonra) açık su yüzme yarışı için iki kadın, tıptı Ferda ile Miette gibi adalara seyahat ettik. Ferda ile Miette'nin ulaştığı rahatlık ve özgürlük seviyesine (yüz yıl sonra) ulaşamadığımızı söyleyeyim. Ferda sırılsıklam bir halde, yanında yabancı bir kadınla bir adada bir meyhanede geceliyor. Nasıl?

    3) Ferda'nın hiçbir yetkiye sahip olmaksızın canının istediği herkesi sorguya çekmesini ve sorguya çekilenlerin "sen kimsin" demeyerek sürekli itaat halinde bulunmasını da yadırgadım.

    4) Miette'nin Ferda'nın yanında olmadığı zamanlarda üçüncü tekil şahıs anlatıcıya dönüşerek, adeta gözüyle görmüşçesine Ferda'nın maceralarını bize anlatmaya devam etmesini de yadırgadım.

    5) Kitabın milli mücadele mesajı taşıması en çok hoşlandığım kısım oldu.

    Ve fakat, her türlü hoş bir atmosferde hoş bir hikaye.

star_border
January 25, 2023 11:24
comment
January 25, 2023 11:23
Ekin Açıkgöz, 26.62 Yakaza adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentPolisiye Olmaktan Çıktı

    2022 Kristal Kelepçe adayıdır.

    Her sene biraz doğaüstüne, fantazyaya kaçan adaylarımız oluyor. Bu seneki de bu idi.

    Ben multidisipliner, türler arası romanlar severim. Birden fazla janr bir araya gelebilir, güzel şeyler de çıkabilir. Kendim de bilimkurgu polisiye yazmışlığım var. Fakat doğaüstü ile polisiyeyi bir araya getirmek gerçekten çok zor bir iş. Zira polisiye, tüm soruların insanın mantığına yatar şekilde cevaplanmasını zorlayan bir tür olduğu için, sorulara fazla doğaüstü cevaplar verildiğinde polisiye okurunun mantıklı cevap isteği tatmin edilmemiş oluyor. Doğaüstü polisiyeye karşı değilim ama, denge tuturulamaz ise sıkıntı var demektir. Polisiye kurgu tutarlığından yüksek not veremediğimiz için yarışma bakımından yapacak fazla bir şey yok.

    Evet ortada göz önünde işlenmiş bir cinayet var, katilin kim olduğu da belli. Neden işlendiğini anlamaya çalışan ve kaçan katili yakalamaya çalışan polislerimiz de var. Bu bakımlardan baktığımızda, suç var, gizem var, çözecek adam var. Evet polisiye. Fakat çözüm geliyor, hakikat-merkezi enerji-her şeyin bütün olması-hepimiz bütünün parçalarıyız-paralel evrenlere bağlanıyor. O noktadan sonra mantık arayışını bıraktığımız için polisiye kurgunun da peşini bırakmış oluyoruz.

    Bu kitap doğaüstünü ciddiye alma tutumuyla bana 'I Origins' filmini çağrıştırdı. Çok da sevdiğim bir filmdir. Fatih Baki'nin ailesine ulaşma çabası hoşuma gitti.

    Türkçesi iyiydi, kendini okutuyordu, tempoyu düşürmüyordu.

    Fakat sürekli kim olduğu değişen karakterler, hele de çok sayıda olunca, akılda kalıcı olamadılar maalesef.

    Başak Angigün, romanın başında Ahmet Kural ile yakın arkadaş olduklarını zaten bize söylemişti. Romanın içinde de çok sayıda tekrar eden Ahmet Kural vurgusu var ve bir noktada Ahmet Kural romanın kahramanı haline de geliyor. (Karakterlerin sürekli kim olduklarının değiştiğini belirtmiştik.)

    Türü sevenler severek okuyacaklardır.

star_border
January 25, 2023 11:22
Ekin Açıkgöz, 26.62 Yakaza kitabına 6 puan verdi.
comment
January 10, 2023 19:19
Ahmet Uğur Başeğmez, Vur Emri adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentkapak resmi

    https://www.mediafire.com/file/i1unhi8dq86ad08/1br9qfwlan3v0ow1uls.JPG/file
    karakteri de John Craig

star_border
December 27, 2022 23:20
Axelman, Doktor Ceyda'yı Kim Öldürdü ? kitabına 6 puan verdi.
star_border
December 27, 2022 23:19
Axelman, Benim Canım Ailem kitabına 6 puan verdi.
Geçen haftanın en aktif kullanıcıları
menu