Cinai::Topluluk

Unsplashed background img 1


star_border
August 22, 2022 15:10
Ekin Açıkgöz, Franny'ye Söyleme kitabına 7 puan verdi.
comment
August 18, 2022 12:48
Ekin Açıkgöz, Trendeki Yabancılar adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentCrime & Punishment - US Edition

    Mutlaka okunacaklar listesinden bir kalem daha sildik çok şükür. Suç ve Ceza'nın Amerikan versiyonu dersek abartmayız. Ayrıca suç edebiyatı tarihinin gelmiş geçmiş en iyi kurgu fikirlerinden!
    Kurguyu biliyorsunuz:
    SPOILER
    Bruno ve Haines trende karşılaşır ve sohbet ederler. Bruno babasından nefret etmektedir, Haines de karısından kurtulsa fena olmayacak durumdadır. Bruno mükemmel bir fikir üretir (ki bu fikir, aynı zamanda mükemmel de bir kurgu fikridir - tüm suç edebiyatı ve film camiaları yıllarca ekmeğini yediler bu fikrin). Bruno ve Haines birbirlerinin 'sorun'larını öldürecekler ve böylece cinayet sırasında farklı yerlerde farklı insanlarla olduklarını kanıtlayarak şüpheden uzak kalacaklardır. Haines bu fanteziye fazla prim vermeden hayatına devam eder. Fakat Bruno bu sözlü sohbeti anlaşma kabul eder ve gerçekten Haines'in karısını öldürür. Haines yeni hayatına polis soruşturması bulaştırmamak adına, Bruno'nun katil olduğunu anladığı halde hiçbir şey söylemez. Bundan sonra Bruno'nun psikolojik işkenceleri başlar. Bu psikolojik yıpratma başarılı olur ve Haines sonunda gerçekten Bruno'nun babasını öldürür. Kurgu burada tamamlanıyor. Sonrası, tamamen Suç ve Ceza. Aynı Raskolnikov gibi Haines de vicdan azabı içinde kıvranır. Bruno da daha iyi durumda değildir, iyice alkole boğulmuştur. Niketim kitabın sonunda gerçekten boğulacaktır. Haines o kadar sarsılmış ve yıpranmıştır ki, sonunda her şeyi itiraf eder.
    SPOILER BİTTİ
    Bu hikayede bir dedektifimiz de var. Fakat dedektifin rolü katilleri yakalamayı kapsamıyor. Aslında dedektif olayı çözüyor fakat sonuca kendiliğinden gelişen bir itirafla varıyoruz.
    Mükemmel yazılmış bir roman. Highsmith vicdan azabını kusursuz resmediyor - Dostoyevski'den aşağı kalır yanı yok vallahi. 1950'lerin Amerikasında güney eyaletlerin yaşam tarzının çok gerçekci ve güzel bir tasviri. Adeta film izliyormuşum gibi.
    Hitchcock'un bunu okur okumaz filme dönüştürmeye karar vermesine şaşmamak gerek. E şimdi filmi izlemek de farz oldu!

star_border
August 18, 2022 12:47
Ekin Açıkgöz, Trendeki Yabancılar kitabına 10 puan verdi.
star_border
August 18, 2022 11:55
Ekin Açıkgöz, Fani Öyküler kitabına 7 puan verdi.
comment
August 18, 2022 11:54
Ekin Açıkgöz, Kod adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentErgen romanı gibi, değil gibi

    2021 yılı Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı adaylarındandır.
    Bu kitabı ilk okumaya başladığımda, "Her sezon genç kızlara yönelik, Amerikan özentisi, yabancı isimli bir ergen romanı oluyor. Bu seneki de bu demek ki," diye düşündüm. Okudukça bu düşüncem - %100 değilse de - epeyce değişti.
    Birkaç bakımdan önceki sezonlardaki ergen romanlarından pozitif ayrışıyor bu kitap:
    1) Genç kızımız Etna kitabın ilk yarısında KOD ismindeki yazılımın ağına, ikinci yarısında ise terör örgütünün ağına düşürülüyor. Ergen çocukların nasıl kolay ağa düşürülebileceğini, çok da akla yakın ve olası bir şekilde gösteriyor. Ergen annesi olarak canım sıkıldı resmen! Neticede her şey silsile olarak yerli yerine oturdu kurguda. (Peki, bu kurgu polisiye mi? Tartışırız. Uzaktan bir janr olabilir, diyorum.)
    2) Kitabın ilk yarısında yabancı isimlere özenildiğini düşünmüştüm, fakat ikinci yarısında aslında var olmayan bir coğrafyaya (çünkü bu coğrafya dünya üzerinde herhangi bir yer de olabilirdi) atıfta bulunulduğunu varsayarak bu tuhaf isimleri anlayışla karşılamaya başladım. Aslında Ayşen Gencer global bir sorunu bizlere göstermek istiyor. (Yine de olmayan bir coğrafyada Türk kahvaltısı yapılması vb. unsurları yukarıdaki tercihle uyuşmadığı için eleştireyim. Eğer olmayan bir coğrafya söz konusuysa, Ursula LeGuin misali, olmayan alışkanlıklar yaratmak lazımdı.)
    Kitabın Türkçesinde hata görmedim. Bu bakımdan kıymetli buluyorum.
    İlaveten Ayşen Gencer romanın yanında bir de klip çekmiş. Sanatın farklı formlarının birlikte kullanılması ve sanatın çok boyutlu sunumu bakımından, yerli polisiye için deneysel bir yenilik olduğunu düşünüyorum. Böyle bir yeniliğe cesaret ettiği için kendisini tebrik ederim.
    Romanı beğendim mi? Her şeye rağmen benim okuma zevkim için fazla 'ergen' kaldı.
    Son not: 18 yaşını doldurmamış genç kızımızın kendisine 'tecavüz edilmesini istediği' bir cinsel fanteziyi ballandırarak anlatmasını sorumlu yazarlığa aykırı buluyorum. Özellikle de bir kadın yazarın bu konulara dikkat etmesi gerekir.

star_border
August 18, 2022 11:54
Ekin Açıkgöz, Kod kitabına 5 puan verdi.
comment
August 18, 2022 11:53
Ekin Açıkgöz, Mezun Cinayetleri adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentKalemi kuvvetli

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Adayıdır.
    Bu kitabı tahmin ettiğimden daha çok beğendim. Tuna Kiremitçi kalem-klavye kullanmayı iyi biliyor. Bu bakımdan söyleyecek söz yok. İlaveten ilk polisiyesinde gerçekten iyi bir polisiye yazmış. Köklü bir lisenin içindeki altı kişilik zorba çetesi 'Melekler' yıllar sonra teker teker öldürülüyor. Kurgu iyiydi, tutarlıydı. Polisin çözümdeki katkısı yerli yerindeydi. Zevkle okudum.
    Kitapta en çok hoşlandığım kısım karakterlerin çok gerçek yansıtılmasıydı. Erkek yazarlarda sıklıkla karşılaştığım, 'kadın karakterlerin kadın doğasına aykırı hareket etmesi' sorunu bu kitapta hiç yok. Baş karakterlerin tamamının kadın olduğu bir romanda kadınlar ancak bu kadar doğal, bu kadar gerçek yansıtılabilirdi. Perihan her hali, tavrı, söylemi ile son derece tutarlı bir karakter. (Hafıza kartını duvara fırlattığı kısmı hariç tutacağım. Bir tek o hareket Perihan'a yakışmadı. O da nazar kestirir diyelim.)
    Okul ve içindeki ağır atmosferi film izliyormuşum gibi gözümde canlandırdım.
    Neslihan'ın sorgusu sırasında "ay konu yine illa tecavüze gelecek" diye endişelendim. Neyse ki Tuna Kiremitçi bu klişeye kaptırmadı kendisini. Büyük alkış!
    Çok hoşuma giden benzetmeler vardı. Sayfa 210'daki Migros torbaları taşıyan beyaz yakalı aile aynı bize benziyordu mesela :)
    Şuraya takıldım: Kurbanların mason olduklarını nereden anladılar, onu hiç anlayamadım. Ben bugüne kadar mason olduğundan şüphelendiğim kimsenin gerçekten mason olup olmadığını öğrenemedim. Ve hiçbirisinin masasında da mason rozeti görmedim :)
    2021 senesinde Kristal Kelepçe'de benim başka bir favorim vardı. Eğer o kitap olmasaydı benim için en yüksek puanlı kitap bu olabilirdi.

star_border
August 18, 2022 11:53
Ekin Açıkgöz, Mezun Cinayetleri kitabına 9 puan verdi.
comment
August 18, 2022 11:53
Ekin Açıkgöz, Tünel - Operasyon: Kunduz Avı adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentsonunda seri katilden farklı bir konu!

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Adayıdır.
    Bu roman Serdar Uzunyol'un önsözde de belirttiği üzere, gerçek hırsızlık olaylarından esinlenerek yazdığı bir eser. Adana'da tünel kazılarak soyulan bir kuyumcunun kasasından 60 kg altın çalınınca kuyumcu ortalığı ayağa kaldırıyor. Ankara'dan Hırsızlık Büro ekiplerini Adana'ya göndertecek kadar. Ekipler önce Gürcü şüphelilerin peşine düşüyorlar, sonra başka şüphelilerin...
    Serdar Uzunyol anlattığı konuyu ilk elden bildiği için, 'police procedural' tabir edilen gerçek polisiye süreçler bakımından çok öğretici bir kitap bu. Yerli polisiyelerde nasıl yanlışlar yapıldığını (polisiye yazarları olarak bizlerin yaptığını) görmek için meslek erbabı polisiye yazarlarımızı daha sık okumamız lazım.
    Ben de kamu süreçlerini ilk elden bilen birisi olarak yazacağım: İki milletvekili tanıyan bir müteahhidin (bunlardan on binlerce var) emniyet üzerinde yaptığı baskı çok abartılı. MİT müsteşarının kardeşi sanki! O kadar ki; bizim komiser illerin savcılıkları nezdinde işlemlerin hızlandırılması için kendi amirleri yerine kuyumcuya ricada bulunuyor. Emniyet teşkilatını güçsüz gösteren bir mesaj. Benzer durum romanın girişindeki gerdanlık olayında da var. Mağdurun babası emekli bürokrat olunca elit ekip geliyor. Ama eğer babanız bürokrat değilse, size elit ekip gelmeyecek, “Ohoo senin gerdanlık gitti, gelmez!” diyen vardiya memuruyla muhatapsınız. Mesaj bu mu olmalı? Sözün kısası, kitabın genelinde hâkim bir 'Ankara/yukarıdan sıkıştırıyorlar' vurgusu var. Evet Ankara diye bir gerçek var, ama kurumlarımız bu kadar altında ezilmiyorlar.
    Kitapla ilgili en temel eleştirim, öykülemenin zayıf olması. Kitabın ilk yarısında Amerikan dizi kanallarındaki 'gerçek suç belgeselleri’nden birisini izliyormuşuz gibi hissettim. Bu iyi bir şey olurdu, eğer belgesel izliyor olsaydık. ‘Roman’ okuyacaksak durum farklı. ‘Polisiye’nin öncelikle ‘edebiyat’ın bir alt türü olduğunu, 'edebiyat'ın ise olayları arka arkaya sıralamaktan ve insanları konuşturmaktan ibaret olmadığını hatırlamak lazım: betimlemeler, karakter analizleri, imgelemeler, metinlerarası göndermeler, anlam sanatları, söz sanatları, benzetmeler... Edebiyatı edebiyat yapan, insana okuma zevki veren bunlar.
    Kitabın ikinci yarısında öyküleme biraz başladı, sona doğru arttı. Bu sayede ikinci yarıyı ilk yarıya kıyasla daha zevk alarak okudum. Serdar Uzunyol ilk romanının hem önsözünde hem de sonunda, maceranın ikinci kitapta devam edeceğinin sinyalini veriyor. İkinci kitap için işin 'öyküleme' ve 'edebiyat' kısmına ağırlık vermesini önereceğim. Başarılı olacağına inanıyorum.
    Kitabın tüm aday romanlar arasında en öne çıkan özelliği, bir romanın polisiye olması için illa 'cinayet' anlatmak zorunda olmadığını, hele hele 'seri katil' işlemek zorunda HİÇ olmadığını tüm okurlara göstermesi! Serdar Uzunyol'a bana farklı bir şey okuma fırsatı sunduğu için teşekkürler!

star_border
August 18, 2022 11:52
comment
August 17, 2022 10:42
Dr Fell, En Çok Ödüllü Polisiyeler adlı blog yazısına yorum yazdı.
  • commentEn çok ödül kazanan yazarlar ve aldıkları ödül sayıları

    Louis Penny (28 )
    Laura Lippman (14 )
    Michael Connelly (14 )
    William Kent Kruger (13 )
    Rhys Bowen (12 )
    Hank Phillippi Ryan (8 )
    Val McDermid (8 )
    Margaret Maron (8 )
    Dennis Lehane (8 )
    Janet Evanovich (7 )
    Robert Crais (7 )
    Reed Farrel Coleman (7 )
    Sharyn McCrumb (7 )
    S. J. Rozan (7 )
    Jane Harper (6 )
    Julia Spencer-Fleming (6 )
    P.D. James (6 )
    Nancy Pickard (6 )
    Alan Bradley (5 )
    Patricia Cornwell (5 )
    Laurie R. King (5 )
    S. A. Cosby (5 )

comment
July 24, 2022 18:09
  • commentDiğer Baskı

    Başak Yayınevi 1966 yılında "İnsan İki Kere Yaşar" adıyla bastığı kitabı 1973 yılında "Sen Yaşa Bırak O Ölsün" adıyla basmış.kitabın orjinal adı da yanlış. Adı
    "You Only Live Twice" olması lazım.

comment
July 24, 2022 17:19
Ahmet Uğur Başeğmez, Ben 007 adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentDiğer Baskı

    Beni Seven Casus JAMES BOND: 8
    Tay Yayınları

comment
July 23, 2022 23:42
Emrah Özen, Kadehteki Zehir adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentİsmail Orkun nam-ı Diğer Ülkü Tamer

    Bu kitabın çevirmeni olan İsmail Orkun Ülkü tamer'in takma ismidir. Tamer bu kitabın hikayesini şöyle anlatır;
    "Çevirmenliğe yeni başladığım zamanlardı. Fakülte kantininde edebiyat
    sohbetlerinden kalan zamanımda Ezra Pound'lar, T. S. Eliot'lar çeviriyordum.
    Ama bu çeviriler para getirmiyordu.Bana üç-beş kuruş kazandıracak
    birşeyler yapmalıydım. Vatan gazetesine bir öneri götürdüm. Gazetenin
    o zamanki yöneticisi Naim Tirali'ye Agatha Christie'nin Üç Perdelik
    Cinayet romanını çevirmek istediğimi söyledim. Naim Tirali, "Yarın başlayalım,
    dedi. Roman, gazetede "tefrika" edilecekti. O gün gazetede bir masaya
    ilişip kitabın ilk iki sayfasını çevirdim. Üç Perdelik Cinayet ertesi gün
    Vatan'da yayınlanmaya başladı.
    Her gün kitaptan birkaç sayfa çevirip gazeteye götürüyordum artık.
    "Tefrika" sürüyordu. Bir gün Naim Tirali gazetede beni yakaladı. "Aman,"
    dedi, "romanı dört günde bitir."
    "Nasıl olur?" dedim.
    "Gazeteyi kapatıyoruz. Daha doğrusu, Ankara'ya taşıyacağız. Romanın
    dört gün içinde bitmesi gerek."
    Daha kitabın yansına bile gelmemiştik. Üstelik polisiye bir romandı
    bu. Ölecek kimseler vardı. Katilin bulunması vardı.
    "Birşeyler yap," dedi Naim Tirali.
    Çaresiz, " Peki," dedim. "Ama bundan sonraki bölümlere adımı
    koymayın."
    Oturdum. Kitabın ikinci yansını bir güzel özetledim. "Filanca öldürüldü
    ... Katil de meğer falancaymış" gibilerden ...
    Bir süre sonra bir yayıncıyla tanıştım. Kaldırımlarda satılan ucuz
    "piyasa kitapları" yayınlıyordu. Çeviri yaptığımı öğrenince, "Sende bize ya-
    rar bir şey var mı?" diye sordu. Üç Perdelik Cinayet geldi aklıma."Agatha Christie'nin bir romanı var," dedim.
    "Kim o?" dedi.
    Raftaki bir kitabı gösterdim:
    " Siz onun bir kitabını yayınladınız ya."
    " Haa," dedi. "Aga Kristina. İyi yazardır. 300 lira veririm."
    Güzel para! Romanın Vatan'daki serüvenini anlattım. " İkinci bölüm
    özetlenmiştir," dedim.
    "Mühim değil," dedi.
    "Kendi adımı da koymam. Çeviren İsmail Orgun diyelim."
    " Mühim değil. Yalnız kitabın adını değiştirelim. Sen bir ad söyle."
    Romandaki kişiler, içkiye katılan zehirle öldürülüyorlardı. Kadehteki
    Ölüm adını önerdim. "Peki," dedi. Tokalaştık. Paramı aldım. Kapıdan çıkarken,
    "Bir dakika," diye seslendi. Döndüm.
    "Yahu," dedi, "ölüm, kadehin içine girer mi! Biz şuna Kadehteki
    Zehir diyelim."
    "Ne isterseniz yapın," dedim.
    Birkaç ay sonra bir kaldırım sergisinde Aga Kristina'nın Kadehteki
    Zehir'i ilişti gözüme. Hemen bir tane aldım. Yalnız kitap beklediğimden
    kalındı. Pek olacak şey değildi bu. Öyle ya, ikinci yansı özetlenmişti.
    Sayfaları çevirdim. Roman, kitabın yansında sona eriyor, yeni bir
    yapıt başlıyordu:
    Helen Keller'in Meraklı Hayat Hikayesi"

    Ülkü Tamer(2010) Yaşamak Hatırlamaktır, 4. baskı, İstanbul:Kitap yayınevi, s.126-127.

star_border
July 23, 2022 13:00
Axelman, Metropolis kitabına 6 puan verdi.
comment
July 21, 2022 16:13
Ekin Açıkgöz, Karga Akrep Örümcek adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentPolisiye değil 'polisiye konulu' erotik roman

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı adaylarındandır.

    Taksonomik olarak bu kitabı nereye yerleştireceğim konusunda kafa karışıklığı yaşadım. 'Polisiye' ailesi altında 'erotik polisiye' alt türü olarak mı sınıflandırsam, yoksa 'erotik roman' ailesi altında 'polisiye konulu' alt tür olarak mı?

    Velhasıl romanın başında yaşadığım, "Başkomiser kovboy çizmesi, deri ceket giyip tek tabanca ortalıkta dolaşmaz, ekip yönetir," veya "Soruşturmanın başı savcıdır, polisleri savcı görevlendirir," ya da "Polisler savcıları azarlayamazlar," gibi eleştirilerimi roman ilerleyince kenara koydum. Zira ortada gerçekçi bir 'police procedural' yazma gayesi yokmuş, sonradan anladım. Amaç erotizm dekoru yaratmakmış. E her polisiye gerçekçi olmak zorunda mı? Değil tabii.

    Adeta bir Amerikan korku filmi dekorundan oluşmuş kasabadaki herkes, polislerimiz dahil, her türlü cinsel deneyime açık görünüyor. Erkek pornografi izleyici kitlesinin genel geçer tüm favori fantezilerine yer verildiğini zannediyorum. Checklist yapılmış, listedeki her şey eklenmiş. Dantelli tangayı Kızılay dağıtmış, giymeyeni dövüyorlar. Meraklıları okusun. Seks satar derler; muhtemelen satar.

    Ve fakat, okurda arzu yaratmak üzere betimlenen Sıla'nın, çocuk yaşta yetişkin erkeklerle birlikte olmasının bu 'arzu yaratma' betimlemesine konu edilmesine itirazım var. Ortalık çocuk tacizi, kadına şiddet diye yıkılırken yazarlarımızı sorumlulukla hareket etmeye davet ediyoruz.

comment
July 21, 2022 16:12
Ekin Açıkgöz, Avcının Son Gecesi adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentYılın Polisiye İlk Roman Ödülü

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı adayları arasında olan bu kitap, yılın En İyi İlk Polisiye Romanı ödülünü de evine götürdü.

    2021 yılının bazı adaylarının yazarlarını, 'roman' denen olguyu olayları sırayla anlatmak ve diyalog yazmaktan ibaret sandıkları için eleştirmiştim. Kitapların içlerinde 'edebiyat' yok demiştim. Dilruba Yıldız kalemi kuvvetli bir yazar olarak, bu eleştirilen olgunun tam tersine uygun bir roman ortaya koyuyor. Dilruba Yıldız belli ki 'edebiyat' nedir, biliyor. Amma ve lakin, bu sefer de kullanılan dili biraz 'fazla şiirsel' buldum. Dil kaygısı tempoyu düşürüyor yer yer.

    Yine bir 'çocukluğunda tacize uğramışların intikam cinayetleri' kurgusu. 2021 yılı adaylarının yarıya yakınında bu tema var.

    Kurgu çok iyi olmakla birlikte bazı sorularım cevapsız kaldı. SPOILER --- 1) Madem Lerzan katilin adaletine hak verecek ve onun kaçmasına göz yumacaktı, neden peşine düştü de günlerce kendi kendisine soruşturma yaptı? 2) Altay neden ilk cinayetin koordinatlarını Feryal'e verdi? 3) Adnan'ın yazlığı konusu ve Feridun'un motivasyonu aklıma oturmadı. SPOILER SONU.

    318. sayfada Altay'ın kadınlara verdiği mesajı çok beğendim.

    Kitabın içinde kıssadan hisseye minik öykülere yer vermiş Dilruba Yıldız. Bunlar da hoşuma gitti.

    Genç ve kuvvetli bir kalem. Geleceği parlak. Umarım yazmaya ve polisiye yazmaya devam eder.

comment
July 21, 2022 15:43
Ekin Açıkgöz, Beyaz Aslan adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentBeklentimin altında. Üzdü.

    Kurt Wallander serisinin üçüncü kitabı bu, yanlış bilmiyorsam. Riga'nın Köpekleri'nden sonra Wallander yine İsveç dışında bir coğrafyayı ilgilendiren bir maceraya dahil oluyor.

    Mankell, Afrika'nın muhtelif coğrafyalarında yaşarken buralardaki ırkçılık sorunlarını kendisine mesele edinmiş. Hollanda kökenli - ve ırkçı olarak resmedilen - Güney Afrika etnik grubunun (Afrikaner) Güney Afrika'yı kendi yönetimlerinde tutmak için çevirdikleri uluslararası komplolar İsveç'e kadar uzanıyor. SPOILER --- Mandela'yı öldürtmek isteyen derin devlet uzantıları, Afrikalı bir kiralık katili eğitmek üzere İsveç'e gönderirler. Burada onu eğitmekten sorumlu eski KGB ajanı yol soran bir kadını vurunca işler karışır. ---- SPOILER BİTTİ. İsveç'te sıradan bir ev kadınının infaz tipi öldürülmüş olarak bulunması neticesinde Wallander da kendisini bu komplonun içinde bulur.

    Riga'nın Köpekleri'ni ne kadar zevkle okuduysam, bu kitaptan bir o kadar sıkıldım. Zorla bitirdim dersem yanlış olmaz vallahi. Kitabın yarısından fazlası bambaşka karakterlerle Güney Afrika'da geçiyor ve bu kısımlardaki karakterler ve öykü, basit teknik bir bağlantı dışında okura hitap edecek şekilde entegre olamıyor. Wallander kitabın yarısından fazlasında hiç yok. Olan kısımlarda da adeta James Bond'a veya Bourne'a dönüşmüş.

    SPOILER --- Ailemizin İsveç'li kasaba polisi, adam vurup kendi ekibinden mi kaçmadı, kiralık katil mi saklamadı, sahte pasaport mu basmadı... neler neler... Kitaptaki eski KGB ajanı da saçmalamakta Wallander'den geri kalmadı. Getto serserisi gibi elinde tabancayla sokakta araba kovalamacalarına katıldı, milletin içinde göstere göstere polis vurdu, köşedeki bankayı soydu. Başka işi gücü yokmuş gibi Wallander'i kendisine rakip belledi, gitti kızını kaçırdı. Yok daha neler! SPOILER BITTI.

    Tema fikir güzel ama uygulama yavan olmuş. Wallander ve Rus, basit Hollywood şablonlarına dönüşmüşler. Üzdü.

star_border
July 21, 2022 15:43
Ekin Açıkgöz, Beyaz Aslan kitabına 6 puan verdi.
star_border
July 21, 2022 13:52
Ekin Açıkgöz, Avcının Son Gecesi kitabına 8 puan verdi.
star_border
July 21, 2022 13:43
Ekin Açıkgöz, Karga Akrep Örümcek kitabına 1 puan verdi.
comment
July 21, 2022 13:28
Ekin Açıkgöz, Perde Arkası adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentİyi Bir Yerli 'Cozy Örneği

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Ödülü adayları arasında okudum.

    'Cozy' şablolunun yerli polisiyeye iyi bir uyarlaması olmuş:
    - Karakterlerin roman başında tanıtılması,
    - Yaşlı kızlar, genç kadınlar, sevimsiz kocalar ve meraklı ihtiyarlardan oluşan karakter portföyü,
    - Kahve içinde karıştırılmış zehir,
    - Ana karakter tarafından olayın çözümünün herkese izahının herkesin bir arada bulunduğu salonda yapılması
    gibi 'cozy' öğeler ihmal edilmemiş.

    İlaveten, bir çok 'cozy' denemelerinde gördüğümüz kronik 'yerlileşememe' sorunu bu romanda hiç yok. Sokak bana Ayrancı'nın veya Esat'ın bir sokağı olabilirmiş gibi hissettirdi. (Gerçi öykü Ankara'da geçmiyor, neyse.) Karakterler de apartmandaki komşularımızdan farklı değillerdi. Funda Menekşe bu bakımdan çok başarılı bir iş yapmış.

    Romandaki feminen aurayı biraz fazla buldum. Kadın bakış açısıyla, kadın beğenisine yönelik, kadın karakterlerin erkek karakterlerden daha derinlikli işlendiği, kadınların günlük meşgalelerinin yoğun olduğu, kadın kadın... Benim hoşuma gitti ama erkek okurlara aynı derecede hitap etmeyebilir - yine de kendilerine sormak lazım.

    Barış karakteri, kadın gözüyle idealize edilmiş, kadın hülyasına uygun bir 'mükemmel erkek'. 'Too good to be true.' Yok böyle bir erkek. Aristo'nun idealar dünyasındaki farazi 'erkek'i yakaladığı için bize Ferda'yı tebrik etmek düşüyor :)

    Ana karakterin ağzından anlatılan romanda karakterin kendisine yazdığı mektuplara gerek olmadığını düşündüm: Dış ses tarafından anlatılan kurgularda mektuplar, karakterin aklından geçenlerin okura aktarımı için işlevseldir, fakat burada böyle bir ihtiyaç yok. Anlatılar ve mektuplar arasında dil ve üslup farkı da yok.

    Dil akıcı, Türkçe hatasız. Keyifle okunuyor. Tüm 2021 adayları arasında beğenerek ve severek okuduğum kitaplar arasında yerini aldı. 'Cozy' severlere öneririm.

    Dipnot: 'Cozy'nin Türkçe karşılığı olarak 'rahat' kullanımı empoze edilmeye çalışılıyor bir süredir. Doğru bir çeviri değil. Daha iyi bir karşılık bulunana kadar tırnak içinde ve İngilizce yazmayı sürdüreceğim. Çuvaldızı kendimize de batıralım, 2005 yılından beri Cinairoman komünitesi olarak polisiyenin terimlerinin Türkçe karşılıklarını arıyoruz. 'Cozy'e uygun bir şey bulamadık, ortalık boş kaldı :)

star_border
July 21, 2022 13:28
Ekin Açıkgöz, Perde Arkası kitabına 9 puan verdi.
comment
July 20, 2022 00:57
Ekin Açıkgöz, Cinayet A.Ş. adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentBir Romanda İki Polisiye Türünün Atmosferi Bir Arada

    Bu kitap, 2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Ödülü adaylarındandır.

    Ayşe Erbulak harika bir şey yapmış! Nordic polisiyesi ile yerli polisiyeyi birleştirmiş. Bir alana iki polisiye atmosferi birden! Nordic polisiyelerinin karlı-kışlı, metrekareye asgari insan düşen mekanlarda geçen buz gibi havasını harika yansıtıyor Norveç'te geçen kısımlar.

    Bazı kısımlarda biraz tekrarlar var. Misal Ali ile Ela'nın geçmişte neler yaşadıklarının öyküsü, her ikisi için birden fazla sefer anlatılıyor. Fakat genel olarak çok severek okudum. Cinayet A.Ş. fikri güzel. Ücretler az geldiler bana :) Yine de bu işi parayla yapanlar - ne kadar acıdır ki - muhtemelen çok daha ucuza yapıyorlar bu işi gerçek hayatta.

    BOTOX üzerine roman yazmış birisi olaraktan bendeniz, BOTOX kısımlarını okumaktan ayrı bir keyif aldım.

    Polislerin olaya katkısı enteresan oldu. SPOILER ---- Polisler olayı kimin yaptığını anladılar ve fakat ispatlayamadıkları için olayı çözememiş oldular. Peki acaba polislerin Cinayet A.Ş.'nin peşine düşeceği bir devam romanı düşünür mü Ayşe Erbulak? SPOILER bitti ----

Geçen haftanın en aktif kullanıcıları
menu