Zamanda ileri-geri gitme konseptini edebiyata sokan ve bunu bir makine ile yaparak 'zaman makinesi' ibaresini dillere kazandıran 1895 tarihli bu novella, kütüphanelerimizin baş köşesini hak ediyor. Fikirleri esinleyenler büyük insanlardır. Özellikle de bilimkurguda.
Gelelim hikayeye: Zamandaki yolculuk pek çok gönderme içeriyor, yine de Eloi ve Morlock'ları ne kadar benimsediğimden emin değilim. Zaman Yolcusu'nun his ve psikolojisini daha derin işleyebilirdi üstat. Uzatmak istememiş herhalde, vardır bir bildiği...
İstanbul'da geçen bir Holmes öyküsü yazmak bir 'challenge'. Gökhan Tosun bence altından iyi kalkmış. Okur ilgiyi kaybetmiyor, sıkılmıyor, detaylar birbirine doğru ve güzel bağlanıyor. İlaveten eski bir İstanbul konağında 'perili köşk' konsepti yakalamış ve Osmanlı devlet entrikalarını da kurguya yedirmiş. Holmes Holmes gibi, Watson Watson gibi davranabiliyor (ki bu dengeyi tutturmak, okurların gönlünde yer edinmiş karakterler için çok zor). Beğendim. Hikayenin BBC Sherlock'un 'Hayalet Gelin / The Abominable Bride' bölümünü fazlaca çağrıştırdığını da söylemek lazım.
Alper Kamu'nun yine sürükleyici bir macerası. Yetişkin düşünce örüntülerine sahip ve yetişkin tepkileri veren 5 yaşındaki Alper'in rahatsız edici olmamasına hâlâ şaşırıyorum. Alper Canıgüz böyle tuhaf bir karakteri dedektif yapmakta ve okura benimsetmekte yine başarısını sürdürüyor. Ümit, annesi, ablaları ve dayısından oluşan tuhaf ailenin öldürülmüş çocuğu Mehmet'in katilini arıyor Alper. Bir de Amcasının eski aşk hikayelerine dalıyor. Başını da derde sokuyor elbette. Keyifle okudum.
Bu arada kapak arkasında 'çocuklar çiçektir' yazmasalar, 'Cehennem Çiçeği' ismini anlamayacaktım, kitabın isminin hikaye ile ilgisini kurmaya çalıştım nafile...
Polise romanları hep sevmişimdir bu kitap ayrıca başarılıydı yazarın kalemini çok güçlü buldum
Erle Stanley Gardner'dan bir Perry Mason macerası. Lokantada yemek yerken kaçan garson kızdan kendine macera çıkarıyor Mason. Dixie Dayton kaçarken kürkü geride bırakmış. Maceraya kendisi de dahil olunca - elbette bu macerada bir mahkeme sahnesi var - bir yandan müvekkilini savunurken bir yandan da savcılığın şahidi olduğu tuhaf bir durumda kalıyor. Bu durumdan alnının akıyla çıkarak bizi şaşırtmıyor. Elbette olay güve yenmiş kürkten daha büyük, öldürülmüş bir polise ilişkin eski bir olayın devamı. Nitekim kürk ilk iki bölümden itibaren görevini tamamladı, kitaba ismini verecek kadar mühim olamadı. Daha ötesi, otelde Dixie Dayton yerine geçen kadın kimmiş, onu öğrenemedik. Mühim değildi belki ama ben merak etmiştim.
Keyifli bir klasik. Tam yaz geceleri balkonda okumalık.
Eser oldukça sürükleyici anlatım dili sade ve anlaşılır yazarımız belli ki çok realist kaynakcalar göstererek özenle ve gerçek bilgiler kullanmış kendisini tebrik ederim çok heyecan verici elinizden bırakamayacaksınız çünkü kitaba başlamamla bitmesi bir oldu eminim sizde de öyle olur kitap severlere tavsiyemdir keyfi okumalar dilerim
yazarı tebrik ederim edebiyatı polisiye ile sunmuş ve harika bir esere imza atmış kurgusu konusu vermek istediği mesaj hepsi çok güzel okurken kendini kaptırıyorsun insanı hikayenin içine çekiyor sanki 2 saatlik bir film izler gibi bu yıl okuduğum en güzel kitaptı