Otuz Mezarlı Ada(L’Île aux trente cercueils (1919))Arsène Lupin: 9
“Bir mayıs sabahı, Bretanyanın şirin Faouet kasabasına arabayla yabancı bir kadın geldi. Bol gri seyahat elbiseleri giymiş olmas...(devamı)
Gecenin Elleri- Sade bir hayat gibisi yoktur.
Ken başıyla sözlerimi tasdik etti, sonra cebinden beyaz bir ipek mendil çıkarıp alnını sildi. Kız gittikten sonra,...(devamı)
Sarı Oda(The Yellow Room (1945))Bir yanık kokusu var!
Genç kız köşke girince burnuna bir yanık kokusu çarptı. Hızla boş odaları dolaştı. Koku, kapalı bir dolaptan geliyordu......(devamı)
Maria(Where the Fresh Grass Grows / Maria (1955))Polonya'da, esir kamplarında geçen, insanın dehşetten tüylerini diken diken eden bir heyecan romanı.(devamı)