Kendini Humphrey Bogart Sanan Hırsız(The Burglar Who Thought He Was Bogart (1995))Bernie Rhodenbarr 7
Mayıs'ın son Çarşambası saat onu çeyrek geçe, güzel bir kadını bir taksiye bindirdim ve arkasından bakarak yaşamımdan ya da en...(devamı)
Spinoza Felsefesi Öğrenen Hırsız(The Burglar Who Studied Spinoza (1980))Bernie Rhodenbarr 4
Saat beş buçukta okumakta olduğum kitabı elimden bırakarak müşterileri dükkândan çıkarmaya başladım. Kitabın yazarı Robert B. ...(devamı)
Umduğunu Değil, Bulduğunu Yiyen Hırsız(Burglars Can't Be Choosers (1977))Bernie Rhodenbarr 1
Saat dokuzu birkaç dakika geçe Bloomingdale's alışveriş torbamı yüklenip kapıdan çıkarken, yüzü bir atı andıran uzun boylu sar...(devamı)
Dolaptaki Hırsız(The Burglar in the Closet (1978))Bernie Rhodenbarr 2
Bayan Henrietta Tyler, 'Gremercy Parkı zalim denizin ortasında bir vaha, şairin bizi uyardığı o oklardan ve sapanlardan kurtul...(devamı)
Mondrian Gibi Resim Yapan Hırsız(The Burglar Who Painted Like Mondrian (1983))Bernie Rhodenbarr 5
Barnegat Kitabevi'nde o gün işler pek hafifti ama aslında çoğu gün öyledir ya. Eski kitap satanlar ağır tempolu ve basit bir y...(devamı)
Polisiye Romanlar Okuyan Hırsız(The Burglar Who Traded Ted Williams (1994))Bernie Rhodenbarr 6
'Fena bir Baskın değil' dedi, 'Doğru dürüst bir de Ateş yoktur sanırım.' İtalikleri duymamıştım. Bunlar sesli vurgulama değil,...(devamı)
Kötüler Bile(Even the Wicked (1997))Matthew Scudder 13
Ağustos ayında bir Salı akşamı TJ'yle oturma odasında oturmuş İspanyolca yayın yapan kablolu kanallardan birinde iki adamın bir...(devamı)
Bir Dizi Ölü Adam(A Long Line of Dead Men (1994))Matthew Scudder 12
Yaşlı adam ayağa kalkarak kaşığını su bardağının alt kısmına vurduğu sırada saat dokuz civarında olmalıydı. Adamın çevresindeki...(devamı)
Şeytan Biliyor ki Ölüsün(The Devil Knows You're Dead (1993))Matthew Scudder 11
Eylül ayının son Perşembe'si Lisa Holtzmann, Dokuzuncu Cadde'de alışverişe çıktı. Evine üç buçukla dört arasında döndü ve kahve...(devamı)
Mezartaşları Arasında Gezinti(A Walk Among the Tombstones (1992))Matthew Scudder 10
Mart'ın, son Perşembe günü, sabah on buçuk ile on buçuk ile on bir arasında, Francine Huri kocasına bir süre dışarı çıkacağını ...(devamı)
Kutsal Bar Kapandığında(When the Sacred Ginmill Closes (1986))Matthew Scudder 6
Morrissey'in Yeri'nde penceler siyaha boyanmıştı. Patlama, camları şangırdatacak kadar yüksek ve yakındı. Sohbetleri cümlenin or...(devamı)
Babaların Günahları(The Sins of the Fathers (1976))Matthew Scudder 1
Yaklaşık benim boyumda ama biraz daha toplu, iri bir adamdı. Kemerli ve çıkık kaşları hala siyahtı. Arkaya taranmış çelik girisi...(devamı)
Cinayet ve Yaratma Zamanı(Time to Murder and Create (1977))Matthew Scudder 2
Birbirini izleyen yedi hafta boyunca her Cuma günü ondan telefon aldım. Orada olmadığım zamanlar bazılarına cevap veremedim. Ama...(devamı)
Ölümün Ortasında(In the Mist of Death (1976))Matthew Scudder 3
Şehrin en güzel ayı Ekim'di. Son yaz sıcakları bitmiş, ısırıcı soğuklar henüz gelmemişti. Eylül'de yağmur yağmıştı, hem de çok a...(devamı)
Buzkıracağı Cinayetleri(A Stab in the Dark (1981))Matthew Scudder 4
Geldiğini görmedim. Armstrong'un Yeri'nde her zamarki arka masamda oturuyordum. Öğle kalabalığı dağılmış, gürültü azalmıştı. Rad...(devamı)
Ölmenin Sekiz Milyon Yolu(Eight Million Ways to Die (1982))Matthew Scudder 5
İçeri girdiğini gördüm. Kaçırmak olanaksızdı. Beyaza çok yakın sarı saçları vardı -çocuklarda sırma saç denilen türden. Onları k...(devamı)
Mezbahada Dans(A Dance at the Slaughterhouse (1991))Matthew Scudder 9
Beşinci rauntun ortalarına doğru mavi şortlu genç, rakibinin çenesine sağlam bir sol indirdi. Bunu başa vurulan iyi bir sağ izle...(devamı)
Tahtalıköye bir Bilet(A Ticket to the Boneyard (1990))Matthew Scudder 8
O yıl şampiyonluk maçlarının oynandığı sıralarda, New York'ta dondurucu bir soğuk dalgasi vardı. Oakland ve Dodgers finaldeydi, ...(devamı)
Bıçak Sırtı(Out on the Cutting Edge (1989))Matthew Scudder 7
Ne zaman hatırlasam, parlak mavi gökyüzünde pırıl pırıl güneşiyle her zaman mükemmel bir yaz günü olarak hayal ederim. Yazdı elb...(devamı)
Düşman(The Enemy (2004))"Ölümle sonuçlanan kalp krizinin nasıl bir şey olduğunu kimse bilemez. Doktorlar nekrozdan, pıhtılardan, oksijen yoksunluğundan ve tıkanan damarlar...(devamı)
Öldüren Kumpas(Killing Floor (1997)) Jack Reacher, sabahın erken saatlerinde, Georgia'da ıssız bir yol kavşağında otobüsten iner. Yalnızca eski bir plağın anısıyla yapılmış bir seçimd...(devamı)
Tersten Okuyan Kedi(The Cat Who Could Read Backwards (1966))Yirmi yıldır, adıyla dizgicilerin ve düzeltmenlerin kafasını karıştıran Jim Qwilleran, Daily Fluxion'ın yayın yönetmeniyle randevusuna 15 dakika er...(devamı)
Kanepe Atıştıran Kedi(The Cat Who Ate Danish Modern (1967))Jim Qwilleran, fırça bıyığının aşağı bükülü durmasından da anlaşılacağı üzere biraz canı sıkkın ve keyifsiz hazırlamıştı bekar kahvaltısını. Neskaf...(devamı)
Çenesini Tutamayan Kedi(The Cat Who Turned on and Off (1968))1 Aralık'ta savaş ilan etti hava. Önce buz gibi fırtınalarla şehri bombardımana tutmuş, arkasından dondurucu rüzgarlarla yerle bir etmişti. Hırsını...(devamı)